DUYGUSAL AÇLIK

  • 21.05.2021 22:50
  • Okunma: 1092 kez

İnsan vücudu, gerekli işlevleri yerine getirebilmek için besin maddelerine ihtiyaç duyar. Enerji ihtiyacımızı karşılamak ve günlük hayatımıza sağlıklı bir şekilde devam edebilmek için yemek yeriz. Karnımız acıktığında yemek yiyerek onu doyururuz. Peki aynı şeyi duygularımızı doyurmak için de yaptığımızın farkında mıyız? Karnımızı doyurduğumuz yemekle duygusal açlığımızı gidermeye çalışıyoruz.  
Normalde fiziksel olarak hissedilen açlığın yerine, stres, öfke, üzüntü, mutsuzluk veya mutluluk gibi duygulara cevap olarak açlık hissetmek ve yeme davranışına yönelmek duygusal açlık olarak isimlendirilmektedir. Duygusal olarak yemek yemeye yönelmek aslında öğrenilmiş bir davranıştır. Genellikle ergenlik döneminde yaşanan depresif duygular sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Ve bu durum devam ederek bir yeme bozukluğuna dönüşür. Artık yemek yaşamı sürdürmek için değil, rahatlamak için kullanılır. Stresli bir anda akla hemen yemek gelir, burada yeme davranışı, aslında farkında olmadan yaşanılan duygulardan kaçma yöntemi olarak kullanılır.  Duygularla yüzleşmek yerine kaçmayı seçerek, zihinsel olarak aç hissedilir ve yemek yeme limanına sığınılır.
Duygusal açlık durumunda genellikle fast-food, kızartma, ekmek, makarna gibi yüksek yağ, karbonhidrat içeriğine sahip besinlere yönelme olur. Kişi yerken mutlu hisseder ancak bir süre sonra yediklerinden dolayı pişmanlık duyar. Bu durum böylece sürerken kilo almayla birlikte, bedeninden de mutsuz olmaya başlayarak, bir kısır döngünün içine girmektedir. Bilinçsizce yemek yediğinin farkına varamazken bu yeme bozukluğu insanı obeziteye kadar sürükleyebilmektedir.
Ağır yaşamlar programını izlediyseniz eğer, oradaki obez bireylerin istisnasız hepsinin gençlikte yaşadığı bir travması, yemekle bastırmaya çalıştığı duygularının olduğunu görmüşsünüzdür. Bu duygular onu açlığa sürükleyerek, yeme bozukluğu oluşturmuş durumdadır.  Obezite cerrahisi alanında çalıştığım zaman, kilo problemi yaşadığı için gelen bireyler arasında, evet ben çok yiyorum bu yüzden kilo alıyorum diyenler %1 ‘lik kesimdeler. Geri kalanına sorduğumuzda ekmek yemiyor, fast-food yemiyor, günde 2 öğün besleniyor ve gayet sağlıklı şeyler yiyor ama kilo alıyor. Böyle bir durum mümkün değildir. Kişiler bilinçsiz olarak yemek yediklerinden, ne yediğinin farkına bile varamamakta. Belki bir aile problemi, belki iş hayatında ki stres ve belki de kaygı bozukluğu kişileri istemsizce yemek yemeye itmektedir. Yaşanılan duyguların farkına varılmadığı ve çözüme ulaştırılmadığı sürece, ne duygusal açlık önlenebilir, ne de yeme bozukluğunun önüne geçilebilir. Yeme bozukluğu olduğu sürece, bariatrik cerrahi ameliyatı olunsa bile ameliyat sonrasında eski yeme alışkanlıklarına geri dönülmesi kaçınılmazdır. Bu sebeple, böyle bir sorunu olup kilo vermek isteyen kişiler önceliği duygularına vermelidir. Duygular doyurulduktan sonra kilo vermek çok daha kolay olacaktır.
Günlük hayatınızda yaşadığınız olaylara durup bir uzaktan bakmayı denediniz mi hiç? Hayatımızdan bir gün nasıl geçiyor, neler yaşıyoruz, hangi duyguları hissediyoruz, neler yiyoruz? Şu an herkesin gözünü kapatıp evvelsi gün neler yaşadığını düşünmesini istiyorum. En ince ayrıntısına kadar düşünün. Bu durum belki de önemsiz sandığınız bir olayın aslında sizi nasıl etkilediğini fark etmenizi sağlar. Yok canım ben buna alınmam, ben neler yaşadım bu ne ki beni etkileyecek gibi cümlelerle, duygularınızın üstünü örterek acıları küçümseyerek, nasıl bir duruma sürüklüyoruz kendimizi? Bu yükler sırtımızda bir çığ gibi büyürken, biz neyin altında kaldığımızın farkında bile değiliz.

 

Anahtar Kelimeler:

Yazarın Yazıları