Çılgın projeler ile adından sıkça söz ettiren Elon Musk, insanlık tarihinin seyrini değiştirebilecek yeni buluşu Neuralink’i 2019’da gerçekleştirdiği görkemli bir lansman ile tanıtır. Neuralink, 2016’da sekiz nörolog ile birlikte San Francisco kurulmuş bir Amerikan şirketi.
İnsan beynini, yapay zeka ile entegre etmek için bir nöroteknoloji şirketi olan Neuralink insanların yazılımla birleşmesine ve yapay zeka alanındaki gelişmelere ayak uydurmasına yardımcı olmak amacıyla insan beynine yerleştirilebilecek cihazlar yaratmaya odaklanmıştır.
Neuralink, kimileri için pek çok alanda umut verici bir gelişme olarak görülse de, kimileri projenin gelmiş geçmiş en büyük siber güvenlik risklerini doğuracağını iddia ediyor. Bu yazıda Neuralink’i inceleyip neler olduğunu anlamaya çalışacağız. Öncelikle Elon Musk kimdir sorusu ile başlayalım.
Elon Musk, 28 Haziran 1971'de Pretoria Güney Afrika'da model ve diyetisyen bir annenin, elektromekanik mühendisi, pilot, denizci, danışman ve emlak geliştirici bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelir. Sonrasında iki kardeşi daha olur.
Annesi ve babası 1980'de boşandıktan sonra Musk, babasıyla birlikte yaşamaya başlar. Ebeveynlerinin ayrılışından iki yıl sonra Musk, annesi ile Kanada'ya gitmektense, babası ile kalmayı tercih ettiği için pişman olur; gelecekte "korkunç bir insan, aklınıza gelebilecek neredeyse her kötü şeyi yaptı!" diyeceği babasından uzaklaşır.
İçine dönük, hayalperest bir çocuk olarak dikkat çeken Elon, kendi kendine yazılım programlayıp kodlamayı öğrenir. 12 yaşındayken kendi yazdığı Blastar adındaki uzay oyununu yaklaşık 500 dolara satarak ilk yazılım satışını gerçekleştirir. 1988 yılında henüz 17 yaşındayken Güney Afrika ordusunda askerlik yapmamak için evinden ayrılır, ABD’ye taşınmak ister ve şöyle der: "Orası muhteşem şeylerin mümkün olduğu yer."
1992 yılında, Kingston, Ontario’daki Queen's Üniversitesinde iki yıl geçirdikten sonra, Pennsylvania Üniversitesinde işletme ve fizik okumak için Kanada’dan ayrılır, The Wharton School of the University of Pennsylvania’da Ekonomi alanında lisans eğitimini tamamlar. Ayrıca Fizik alanında yan dal yapar. Daha sonra Uygulamalı Fizik ve Malzeme Bilimi alanında doktora yapmak için Kaliforniya’nın Silikon Vadisi bölgesine taşınır ancak burada doktorayı tamamlamaz.
Elon Musk, lisans eğitimleri ve Thomas Edison, Nikola Tesla, Bill Gates, Steve Jobs, Walt Disney gibi yenilikçilerden aldığı ilhamla girmek istediği, “insanlığın geleceğini en çok etkileyecek sorunlardan oluşan” üç alan tespit eder. Bu alanları internet, temiz enerji ve uzay" olarak belirler.
Elon Musk, tarihin gördüğü en vizyoner insanlardan birisi olmakla övünüyor. Bir hayal kuruyor, aynı hayale inanan yetenekli insanları çevresine topluyor ve onlarla birlikte uçuk bir fikri gerçeğe dönüştürmeyi başarıyor. Otonom elektrikli arabalar, uzaya gidip geri dönebilen roketler, saatte bin km hızla yol alabilen ulaşım araçları geçmişte Elon Musk’ın zihninde sadece bir hayaldi, bugün ise gerçek.
Bundan 5 yıl önce, Elon Musk yeni bir hayal daha kurar. Sıradan bir insanı, süper zihinli bir canlıya dönüştürebilecek “beyin çipleri” tasarlamak. Bu hayali için 100 milyon dolar kaynak ayırarak Neuralink isminde bir projeyi hayata geçirir.
Neuralink, 2016 yılında kurulur fakat faaliyetleri 2019 kadar gizlilik içinde devam eder. Keşfedilen yöntem ve geliştirilen ürünler ne akademik camia ile ne de kamuoyu ile paylaşılır. Medyatik bir figür olan Elon Musk Tesla ve SpaceX ile öne çıkarken, Neuralink adında bir girişimi olduğundan çok fazla bahsetmez.
Neuralink, kuruluşundan sonra bir kaç yıllık sessizliğini bozar ve 16 Temmuz 2019 tarihinde büyük bir lansman toplantısı düzenleyerek bu teknolojiyi meraklılarının dikkatine sunar.
Neuralink gerçekten de insanlık için çığır açan bir buluş mu? Yoksa insanlık için yeni bir tehdit mi?
Elon Musk, insan beyninin içine yerleştirilecek olan çipler sayesinde, alzheimer, demans ve parkinson gibi hastalıkların tedavi edilebileceğini savunuyor. Domuz deneylerinden pozitif sonuçlar elde edildiği belirtilen sistemin, önümüzdeki aylarda insan üzerinde uygulanacağı bilgisi paylaşılıyor.
İnsan beyninin içine yerleştirilecek kablosuz mikro bilgisayar ara yüzleri ile insan beyni hakkında veri toplanabileceği üzerinde fazla durulmuyor. Neuralink’in öne çıktığı asıl iddiası, insan beynine yerleştirilecek çiplerin Alzheimer, demans ve omurga hasarları gibi hastalıkların iyileştirebilecek olması. Elon Musk aynı zamanda hafıza kaybı, işitme kaybı, depresyon ve insomnia (uykusuzluk) gibi hastalıkların çaresini de beynin içine yerleştirilecek olan çiplerde gördüğünü söylüyor.
Yatırımcı toplantısında konuşan Neuralink’in baş cerrahı Doktor Matthew MacDougall insanlar üzerinde deneylere başladıktan sonra ilk hedeflerinin felç ve omurilik felcini tedavi etmek olduğunu belirtiyor. Neuralink’in çipinin yarı çapı 23 milimetre genişliğinde. Musk cihazın insan sağlığına zarar vermediğini iddia ediyor ve nöroloji teknolojisinde yaşanan bu gelişmenin tıbbi yanının dışında yapay zeka ile insanları eşsiz bir noktada buluşturduğunu söylüyor.
Elon Musk, bu yılın sonuna kadar insanlar üzerinde deney yapılabilmesi için ABD otoritelerinden gerekli izinlerin alınması için harekete geçeceklerini açıkladı. Bazı bilim insanları ise projenin etkileyici olduğunu fakat kesin bir kanaate varmak için üzerinde çok çalışılması gerektiğini ifade ediyorlar.
Beyin dalgalarını izleyerek nörolojik hastalıklara tedavi bulma iddiasında olan tek şirket Neurolink değil. Kernel, Paradromics ve NeuroPace isimli başka rakip oyuncular da pazarda var. Tıbbi cihazda dünyaca ünlü bir marka olan Medtronic de beyin implantları üreterek Parkinson, tümör ve epilepsi gibi rahatsızlıklara çözüm arıyor.
Bu proje, elbette yolun başında ve pek çok tartışmanın da odağında. Neuralink için 'balon' diyen ve çok abartıldığını düşünenler olduğu gibi, engellilere sayısız faydasının olacağını, beynin 'hack'lenebilme ihtimalini belirtenler de var. Peki uzmanlar bu konuda ne düşünüyor?
Boğaziçi Üniversitesi'nde görev yapan Vanderbilt Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olan Doç. Dr. Serkan Özel, "Bilim-kurgu filmlerinden sahneler canlandı insanların gözlerinde. Kimi bu sahnelerden heyecanlanırken bir kısım bu gelişmeden korktu, bazıları da eleştirdi. Bu teknolojinin ileride kişi haklarına ve özgürlüğüne bir tehdit olarak görenlerin endişesinin boş olmadığı bir gerçek. Geliştirilen her teknoloji ile bu konunun detaylı bir şekilde hukuki ve sosyal açılardan detaylı bir şekilde incelenmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu tartışma, insansız araçların yollara çıkmasına benzeyen bir durum. Soru basit: İnsansız bir araç kaza yaparsa kim sorumlu olacak? Araç sahibi mi, şirket mi, aracın tepkilerini kodlayan mühendisler mi? Yoksa aracın kendisi mi? Hani vardır ya askerlik hikâyeleri arasında ceza almış bir tank! O misal işte. Sorular basit ama cevapları zor. Neuralink ile Musk’ın çözmeyi iddia ettiği görme-duyma engeli, felç gibi beyin ile ilişkili hastalıklar için daha çok yol olduğu konusunda neredeyse herkes hem fikir. Bu iddianın gerçekleşmesinde Neuralink gibi teknolojilerin haricinde bu hastalıkların temel sebeplerinin de alan uzmanları tarafından ortaya konması gerektiği unutulmamalıdır." İfadelerini kullanıyor.
Beynin hala sırlarını kendine saklayan, büyük kısmında neler olduğunu tam olarak bilemediğimiz bir et parçası olduğunun altını çizen Özel'e göre Neuralink, sadece beynin çok küçük bir kısmına bağlanan ve sınırlı sayıda frekansı ölçüp kablosuz olarak ileten bir çipten öte bir şey değil. Neuralink benzeri çalışmaları ve nasıl geliştiğini görmek isteyenlerin Utah Array’i incelemeleri gerektiğini belirten Özel, sözlerine şöyle devam ediyor: ‘’20 yılı geçen bir araştırma-geliştirme çalışması sonucunda ortaya konmuş beyindeki sinirsel etkinlikleri kaydeden bir teknoloji. Neuralink gelişmesi ile alevlenen tartışmalar içerisinde bu teknolojinin öğrenme ile ilişkisi de konuşulmaya başlandı. Henüz bu teknolojinin sadece bazı sinirsel sinyalleri kaydetme aşamasında olduğunu söyleyelim. Yani şimdilik iletişim tek yönlü. Bu tek yönlü iletişimde bile hafızanın kaydedilmesinden daha çok uzaktayız.’’
Örneğin, UC Berkeley’deki araştırmacılardan Prof. Jack Gallant ve ekibi insan beynindeki görsel etkinliği kaydedip bunu ekrana yansıtmayı başardıkları çalışmasını “zihnimizdeki filmlere bir pencere açıyoruz” şeklinde tanımlamıştı. Çinli bir şirket, geçen sene öğrencilerin kafalarına taktıkları bir cihaz ile sınıf içindeki dikkat seviyelerini ölçtüklerini iddia etmişti. Böylece öğretmen, sınıf içerisinde dikkati azalan öğrenciyi hemen fark edip müdahale şansı doğabiliyor. Burada da dikkat edilmesi ve üzerinde titizlikle çalışılması gereken konu dikkat, öğrenme vb. kavramları beyin dalgaları ile nasıl doğru bir şekilde tanımlayacağımız.
Bilim-kurgu gibi gelse de bahsettiklerimizin bazıları gerçekleşti. Önemli olan bir soruyu ihmal etmemek lazım: Bu teknolojileri insan yararına kullanırken kişi hak ve özgürlükleri sınırını nasıl çizeceğiz? Bu çok ciddi disiplinler arası çalışma gerektiren bir durum. Neuralink’e geri dönecek olursak hayal de olsa, var olan teknolojilerin tekrarlanması veya bir adım öteye götürülmesi de olsa insanlık için önemli bir gelişme bu çalışma’’
Neuralink projesinin insan beyni ve bilgisayarın etkileşimi açısından basit ve kullanışlı ilk örneği olduğunu vurgulayan Bahçeşehir Üniversitesi Yapay Zeka Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nafiz Arıca, bu çok konuşulan projeyle ilgili şu sözleri kaydetti: ‘’Neurolink projesiyle, insan beyninin bilgisayarlarla iletişim kurmasını sağlamak için bir implant geliştirilecektir. Beyin içine yerleştirilecek küçük bir çip, kişinin kulağına takılan bluetooth özellikli kablosuz cihaz ve akıllı telefon uygulamasından oluşan projenin ana amacı; hafıza kaybı, felç, depresyon, ağrı gibi beyin hastalıklarına çare olmaktır. Neurolink projesi tedavi amaçlarının yanısıra, insan beyni ve yapay zeka teknolojilerini birleştirerek; insanların bilişsel yeteneklerini geliştirmeyi ve İnternete bağlı elektronik cihazların beyin sinyalleriyle kontrol edilmesini hedeflemektedir. Neurolink projesinin ilk prototipi, Elon Musk tarafından tanıtılarak ayrıntıları paylaşıldı. Doğrusu ilk prototip anlamında güzel bir başlangıç olmasına rağmen, genel olarak beklentilerin altında kaldı diyebiliriz. Zira beyin cerrahisinde daha ileri teknolojilerin kullanıldığı ve beyin aktivitelerinin analiz edilerek düşüncelerin aktarıldığı iyi örnekler bilinmektedir. Ayrıca ürün haline gelip piyasaya sürülmesi için daha çok yol katedilmesi gerekmektedir ama Neurolink’in çok küçük boyutta olması, kablosuz iletişim sağlaması ve nispeten basit bir operasyonla yerleştirilebilmesi, ürünün önemli avantajları arasındadır. Beyin hastalıklarının tedavisinde katkı sağlamasının yanında nihai hedef; beyin ve makineler arasındaki iletişimi uç noktaya taşıyarak aralarında veri indirme/yükleme işlemini gerçekleştirmektir. Bunun sonucunda insan beyni Internet ağına bağlanarak çok daha geniş bir enformasyon ağı oluşturulacak ve her beyin diğer makineler gibi bir hesaplama ünitesi olarak hizmet edebilecektir. Böyle bir ortamda insan beyni makineleri kontrol edebildiği gibi makineler de insan beynini kontrol edebilecektir. İnsan beyinlerinin kontrol altına alınması, manipüle edilerek kötü amaçlar için kullanılması söz konusu olabilecektir. Bir bireyin duygularını ve beynini doğrudan etkileyebilmek çok ciddi sorunlara yol açabilecek ve insanları birer silah olarak kullanmaya kadar sonuçları olabilecektir.’’