Gazeteci Olmak

  • 21.01.2021 15:45
  • Okunma: 1053 kez

Hacer Haniç


Gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için 1961’den bu yana 10 Ocak tarihinde düzenlenen, Türkiye’ye özgü, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladık hep birlikte.

Gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için 1961’den bu yana 10 Ocak tarihinde düzenlenen, Türkiye’ye özgü, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladık hep birlikte. 1961-1971 yılları arasında "Çalışan gazeteciler bayramı" adıyla kutlanıyor; 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı, "10 Ocak Çalışan gazeteciler Günü" olarak değiştiriliyor.


Günümüzde gazetecilik mesleğine sadece anlam atfetmek ve içi boş cümlelerle konuyu geçiştirmek adına gazeteci kimdir, görevleri nelerdir, gazetecilik ne anlam ifade eder sorularına biraz yanıt arayalım istiyorum.


Gazeteci; haberleri doğru, etik ve objektif bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma görevini üstlenmiş kişidir. Gazeteci, kamuoyu adına soru sorar, soruların yanıtını bulur, merak eder, merak, uyandırır, merak giderir, bilgiyi aktarır, taraf tutmadan, kayırmacılık, ayırmacılık yapmadan mağdurun ve hakikatin yanında yer alır. Kanunlara saygılı, ahlaklı, bilgili, dürüst, adaletli, sorumluluk sahibi, kamu yararını koruyan, gözeten, çalışkan, güvenilir, vatanına, milletine, bayrağına bağlı olur. 


Bunun yanında, herhangi bir menfaat grubunun himayesine geçmeden kamu yararına hizmet sunan fikirler, düşünceler, çalışmalar ortaya koyar. Ön yargılardan uzak ve kişilik haklarına saygı duymak gazeteciliğin olmazsa olmaz koşullarındandır. 


Gazetecilik ruhsatına sahip olmak, gerçek anlamda mesleğin hakkını vermek için, öncelikle mesleğin disiplininden geçmek gerekir. Gazetecilik, karmaşık olayları anlamak ve çözümlemek, analiz kabiliyeti ile iyi gözlem yapabilmek, yazılı ve sözlü etkin iletişim becerisine sahip olmayı gerektirir.
Gazeteci, haberi doğru kaynaktan almakla yükümlüdür. Kulaktan dolma, yarım ve eksik bilgilerle gazetecilik yapılmaz. Şantaj, tehdit, karalama, iftira, hedef gösterme, itibar suikastı gibi durumlardan sakınmalı. Gazeteciye, görevini yerine getirdiği için kızılamaz. Haksızlığı ortadan kaldırmak gazetecinin görevidir.


Kamuya zarar veren hadiseleri görmezden gelemez. Kamuyu kamu adına bilgilendirir, aydınlatır. Gazeteciler olmazsa kirli haberler, manipülasyonlar yayılır, doğru bilgiye ulaşılamaz. Suça karşı caydırıcı öneme sahip, aksi durumda suç oranı artar, denetleme mekanizması ortadan kalkar, herkes benim dediğim, benim bildiğim olsun der. Kaos ve kargaşa ortamı oluşur, güven ve huzur sağlamaz.


Peki, ifade ettiğimiz değerler doğrultusunda gazetecilik mesleğinin maksadını hasıl kılan kaç gazeteci sayabiliriz? Gazeteciler ve medya kuruluşları siyasi partilerin genel merkezleri gibi çalışıyor adeta. Bütün siyasi partileri temsil eden medya kuruluşları, TV kanalları, gazeteciler var. Hepsi herkes tarafından biliniyor, kim neyi duymak istiyorsa o tarafın sesine yöneliyor. Yapılacak haberler, konuşulacak konular, konuşacak konuklar belli. Manipülasyonlar, karalamalar, ithamlar, övgüler, sövgüler, düzeysiz, anlamsız kısır tartışmalar.


Bakıldığında, kamu yararına değil siyasi, iktisadi çıkarlar mücadelesi var ve bir savaş tablosu sergileniyor. Gerçekler suskun, mazlum, kimsesiz peşine düşen, soran, sorgulayan yok. Gözünü iktidar, para hırsı bürümüş, bunun için bütün değerleri alt üst edebilecek karaktere sahip vasat bir grup insan topluluğu.
Umut var olmak adına, görev alanlarının dışına çıkarılmış gazeteciliğin gerçek tanımından bahsetmeye gelin devam edelim.


Gazetecilik mesleği ve medya sektörü (gazete, radyo, televizyon, internet, yeni medya gibi kitle iletişim araçları) demokratik toplumlarda anayasanın belirlediği üç devlet gücü yanında (yasayıcı-meclis, yürütücü-hükümet, yargılayıcı-mahkemeler) dördüncü denge ve denetleyici güç olarak tanımlanır.


Medya kamusal bir görevi yerine getirir. Kamu kurum ve kuruluşlarını kamu adına denetleme ve eleştirme yetkisini elinde bulundurur. Vatandaşın hakkını savunmak adına toplum vicdanının sesi vazifesi görür.


Kamu yararı adına büyük öneme sahip, sorumluluğu ağır gazetecilik mesleğinin gerçek temsilcileri, gazeteciliği maske olarak kullanıp, suç unsuru içeren faaliyetlerde bulunanlara karşı tepkisini en sert şekilde vermeli. Güçlü meslek odaları, cemiyetler kurulup, gazetecilerin manipülasyon aracı olmalarının önüne geçilmeli, mesleğin adının kirletilmesine, güvenilirliğini kaybetmesine müsaade edilmemeli desek de realite bambaşka.


Sermaye, siyaset ve medya ilişkileri üçgeninde görev alanını tayin etme mücadelesi veren gazetecilerin işi de zor. İşinin hakkını verenler işsiz kalıyor. Harici sisteme dahil olmak durumunda. Bazıların işine geliyor, bazıları içine sindiremediği pozisyondan rahatsızlık duysa da çıkış yolu bulamıyor. 


Medyayı kontrol eden güç, çıkar ilişkileri ağı ile denge ve denetleme mekanizmasını çökertiyor. Kuşatılmış bir ortam inşa ediliyor. Geçmişte böyle değildi savunmasına başvuran var, oysa ki darbeler, krizler, çatışmalar…‘hükümetleri ben kurar, ben yıkarım’ diyen medya patronlarından geçti bu ülke. Geçmişten bugüne süregelen medya sorunu nasıl çözülecek? Türkiye’de bu anlamda, öğrenilmiş çaresizlik durumu hakim. Hiç çözüme kavuşmaz dediğimiz mevzular zorlanmadan çözüldü. Ben inanıyorum ki gazetecilik, medya reformu ile hakkı iade edilmiş bir meslek dalı olacak. Bu durum Türkiye’nin gelişmesine, güçlenmesine büyük katkı sağlayacak…İyi düşünelim iyi olsun…

Anahtar Kelimeler: Hacer Haniç, Gazeteciler

Yazarın Yazıları