Eleştiri Kültürü ve Eleştirel Düşüncenin Önemi

  • 22.09.2021 22:34
  • Okunma: 2349 kez

Eleştiri kavramı hayatın içinde genellikle olumsuz yönüyle algılanır. Bir konu hakkında eleştiri yaparak düşünce belirten kişilerin, o konunun tamamen olumsuz yönlerini ön plana çıkartacağı kabul edilir. Fakat eleştiri yalnızca olumsuzluklar üzerine odaklanan ve kötü yönleri ortaya çıkaran bir kavram değildir. Esasında çok boyutlu bir bakış açısı geliştirmeyi hedefler. Düşünmeye yönelik zengin anlamlar ortaya çıkarır.

Düşünme, anlama ve ifade edebilme yetisi, insanlara bahşetmiş bir meziyettir. İnsanları bu özellileri diğer canlılardan farklı kılar. Eşref-i mahlûkat (yaratılmışların en şerefelisi). Yazımın başında neden bu konuya değindiğime gelince Türkiye’de eleştiriye, aynı şekilde eleştirel düşünceye karşı sergilenen saldırgan bir tavır var. O yüzden bu yazımda devletlerin, toplumun gelişmesine katkı sağlayan eleştiri ve eleştirel düşüncenin önemine değinmeye çalışacağım.

Fikir ve düşünce özgürlüğü ifadesini özellikle kullanmadım, öyle ki bölücülük faaliyetleri yürütenler, darbe, terör destekçileri bu ifadenin arkasına sığınarak hareket ediyor. Darbe ve terör ile arasına mesafe koymayan fikir ve düşünce özgürlük değil aksine özgürlüğü darbe ve terör ile gasp etme teşebbüsüdür...

Öncelikle etik değerleri gözeterek nerede durduğumuza dikkat edeceğiz. Bunun haricinde her fikir her düşünce ve eleştiri bir topluma geliştirici, yol gösterici mahiyet kazandırır. Yöneticiler, yapılan eleştirilerden yararlanmasını bilirlerse hem kendileri, hem ülke ve toplum için gelişmenin önünü açacak faydalı sonuçlar üretirler. Eleştirilerde seviyenin düştüğü, ölçünün kaçtığı, nezaket dışı durumlar, yapıcı haklı ve uyarıcı eleştirilere tahammül sınırlarını giderek daraltan bir alan oluşturuyor ne yazık ki.

Siyaset ve medya camiasında çok sık karşılaştığımız bu durum yöneticiler ile yönetilenler arasındaki en etkili iletişim yolunun sağlıklı işleyişinin önünü kapatıyor. Karşılıklı tehditler ve baskı yöntemlerinin uygulandığı bir ortamda kimsenin yararına gelişmeler yaşanmaz. Farklı görüşlere saygı duyulmalı, bilinmeli ki akıl akıldan üstündür. Benmerkezcilik, ben yaptım oldu mantığı kargaşa, kriz ve gerginliği tırmandırmaktan başka işe yaramıyor.

Kamuoyunu aydınlatma, bilgilendirme, çözüm üretme adına kamu görevi olan medya ve siyasete bugünkü örneği üzerinden baktığımızda çatışmacı gruplaşmaların oluşturduğu kısır döngüye şahitlik ediyoruz. Taraflar arası suçlama ve savunma mekanizması...

Oysa engelleri ve sorunları aşmanın yolu fikir alışverişi, empati yapma gücü, eleştirel düşünceyi geliştirmekten geçer. Eleştirel bir bakış açısı olmadan analiz yapılamaz, akıl yürütülemez ve bunları değerlendirerek bir yargıya ulaşılamaz. Eleştirel düşünce gerçekleştirebilmek için öncelikle eleştirel bir bakış açısına sahip olmak gerekir. Kim ne yöne iterse hesapsız kitapsız, sorgulamadan o yöne yönelmek insana has bir davranış değildir. Olayları kritik yapmak ve bu doğrultudaki gerekli becerilere sahip olmak ve bunları doğru biçimde kullanmak oldukça önemlidir. Taraflı davranmak, eksik bilgi, alınganlık göstermek, saldırgan, inatçı ve sürü psikolojisiyle taklitçi bir yaklaşım sergilemek yanlıştır. Önyargılı, egoist, kendini yeterli gören, saplantılı, taraflı kişiler eleştirel düşünce geliştirmekte ve eleştiri yapmakta zorlanır. Eleştirel düşünce geliştirebilmek için objektif olmak ve nesnel bir yaklaşım sergilemek gerekir.

Bakış açısını genişleterek farklı yaklaşımları tanımlamak ve çözümlemelerini yeniden yapabilmek. Üzerine düşünülen konunun içindeki çelişkileri ve tutarsızlıkları fark etmek ve problemlerin çözümüne ilişkin sistematik yaklaşımlar sergileyerek çeşitli fikirler arasında oluşan farklılıkları ve benzerlikleri ayırt etmek ve elde edilen düşünceyi tüm gerekçeleri ile birlikte nesnel ve mantıklı bir biçimde savunabilmek. Bu özelliklere sahip kişiler; sürekli olarak araştırır ve gözlem yapar, açık fikirli ve önyargısızdırlar, dürüst davranırlar, alçak gönüllüdürler, ölçütlerinde mantıklı ve net bir bakış açısına sahiptirler. Eleştirel düşünme derin bir süreci ifade eder. Eleştiri olumsuz ve yıkıcı olmayı hedefleyen bir şey değildir. Hakaret etme, küçük düşürme, dışlama, manipüle etme ve propaganda yapma uğraşı değildir. Benmerkezci değildir. Aynı zamanda birey ve grup merkezli de değildir. Herhangi bir ideolojiyi savunma ya da insanlara empoze etme, inatlaşma çabası yoktur. Tek yönlü düşünme, otorite sahiplerine mutlak güven duyma, mutlak bağlılık, şüphe duyma, her şeyi reddeden ve karşı çıkan tavra bürünme de değildir. Sürekli olarak savunma yapma, tepki gösterme ve sorumluluk almaktan kaçarak diğer kişileri suçlama eğilimi de değildir. Eleştiri, düşünce yürütülen konuya yaklaşımı geliştirdiği ve doğru sonuçlara ulaşmayı sağladığı için gereklidir. Nitekim bu düşünme becerisinin kazanılması kişinin günlük yaşamında, siyasi hayatında ve meslek kariyerinde daha başarılı olmasını ve doğru kararlar alabilmesini sağlar.

Eleştiri ve eleştirel düşünce sorgulama, muhakeme ve analiz etme, hatalara ve eksiklere dikkat çekme, çözüm üretme ve problem çözme noktasında ihtiyaç duyulan bir özelliktir. Eleştiri ve eleştirel düşünceye mesafeli duran, önem vermeyen yaklaşım sergileyen yöneticiler ve yönetilenler savrulmaya doğru gider. Müslüman olmanın gereği de irade gücüne sahip olmaktır. İrade nedir? Kendi varlığını kabul etmektir. Aklını kullanmaktır. Karşı çıkabilmektir, sorgulamaktır, puta tapmamaktır, aklını kıraya vermemektir. Yaratıcının insana layık gördüğü ve yol gösterdiği şekilde yaşamaktır. Çünkü Allah her insanı bir mucize olarak yaratmıştır ve insanlara akletmeyi öğütlemiştir. Her insanın yaşadığı topluma değer, zenginlik katma sorumluluğu vardır. Buda ancak akletmekle mümkündür.

Anahtar Kelimeler:

Yazarın Yazıları