Kıyısında boğazın sularını, sahilinde Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerini, Bağlarbaşı‘nın düzlüğünde Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini, tepesinde küçük ve büyük Çamlıcayı ve Hüvel Bakinin fanisini Karacaahmet’te misafir ederken; nazik, naif, latif olandır Üsküdar…
Her yaş grubunda bıraktığı intibah farklıdır. Yaşı kemale erende farklı, nefsi kemale erende farklı uyanış bırakır. Üsküdar’da ikamet edene de, Üsküdar ‘a misafir olana da cömerttir. Ondan almak istediğini ona ziyadesiyle ikram edendir. Üsküdar; yokuşunda ve inişinde hep bast halini ikram eder.
Tepesinden (Çamlıca ) bakana; güçlü ve onurlu olmayı hatırlatır. Ahşap binalı dar sokaklarında gezenlere ise tevazu elbisesini hediye eder. İnce düşünmeyi ve sanatkâr ruhlu olmanın kapılarını aralar.
O sokakları karış karış arşınlarken kendinden parçalar ararsın ve bulmacanın parçasını bulduğundaki bütüne yaklaşmanın mutluluğu gibi bir mutluluk yaşarsın. Bilmek ve bulmak adına gayretine cevaplar verir Üsküdar. Kendini bulmak, tamam olmak, kâmil olmak için çaba sarf ettiğin en kıymetli günlerini hediye eder sana Üsküdar.
Boğazın nazlı sularının birleştirdiği iki yaka... Tarihi yarımada ve Üsküdar birbirlerine ru be ru niyaz eder, hasbihal ederler tıpkı eski dostlar gibi. Yarımadanın kadim dostlarının vuslat bayramına ortak olur Üsküdar. Ayasofya-i Kebir Camiinin tekrar ibadete açılışını bayram havasında kutlarlar. Bu kutlamaya İstanbul Türkiye ve tüm İslam âlemi ortak olur.
İnsan ki; yaş aldıkça geriye doğru bakar. Gittiği mekânlara oradaki sohbetlere ve ikramlara hasreti gün geçtikçe artar. Ortaokul yıllarında içtiği çorbanın, üniversite yıllarında içtiği sahlebin ve çayın tadını arar. Bu özlem uğruna vakit geçirdiği o mekânlara tekrar tekrar gider belki o çayın tadını bulurum da özlemime şifa olur diye...
O özlem içinde olmayanımız yoktur elbet .. Geçmiş zaman o dur ki; Bağlarbaşında olan okuluma saat 08 00 de yetişebilmek için; güne seher vaktinin bitimi, ikinci fecrin başlaması yani sabah namazı vakti 82A otobüsüne binerek başlar; 500A yahut 127 ile aktarma yaparak dersime yetişirdim. O dönemde Mecidiyeköy‘e uğramayan otobüs pekte makbuldü. Şimdilerde de öyledir herhalde.
Arkadaşlarımla gittiğim Fethi Paşa Korusunda yediğim simidin de içtiğin sahlebin de tadı hala damağımda. Üsküdar deyince umduğunu bulmak gelir hatırıma…
SELAMETLE KAL ÜSKÜDAR
Anahtar Kelimeler: