Eğitimden Beklenen

  • 22.09.2021 23:00
  • Okunma: 2760 kez

Eğitim; bireyin bilerek, isteyerek davranışlarını değiştirmesi ve  geliştirmesi anlamına gelir.

İlk insandan bu yana eğitim metotları çokça değişmiş ve yol kat etmiştir. Lakin eğitimden beklenen insanlık tarihi boyunca aynıdır. İlmin senden sadır olsun, budur.

Kabil kardeşi Habil ‘i defnetmeyi  bir kuştan öğrenmiştir. Hz Nuh ‘a gemi yap emrini veren Yaratıcı ona bir kuşun göğüs kafesine bakarak yapmasını salık vermiştir. Yaparak deneme yanılma yolu ile başlayan eğitim ve öğretim, bakarak öğrenme (çiftçi, terzi, demirci) usta çırak ilişkisi modeline dönüşmüştür.

Günümüz de; endüstriyel, fabrikasyon eğitim modeli uygulanmaktadır. Bu modeli yaklaşık 200 yıl önce Almanya uygulamaya başladı. Sonrasında Amerika benimsedi ve tüm dünyaya model olarak sunuldu. İnsanları; uzun saatler okullar da tutup, sadece bilgi aktarımı, içerik nakli yaparak eğitmektir temel amaç. Nitekim bu sistem başarılı da olmuştur.

İtaatkâr, ruhsuz, maneviyatsız, yaratıcılıktan hayli uzak, ürkek, endişeli, tabiattan onun işleyişinden bihaber insan yetiştiren bu sistemin ta kendisidir. Koli koli, cilt cilt kitapları alıp okumak, diplomalar edinmek elbette çok değerlidir. Uygulaması yapılan, değerlendirilen, kullanılan ve aktarılan bilgi kişiye yük değildir. Aksi halde bilginin tamahkârı cimrisi olan aynı zaman da  hamalıdır.

Eğitim etimolojisi (kökeni) bakımından terbiye anlamına gelir.

Öğretimse kökeni bakımından talim anlamına gelir. Öğretim, eğitimin alt şubesidir.

Yüce yaratıcı Allah ‘ın cc bir ismi de RAB‘tır. RAB; terbiye edici, eğitici anlamına gelir.

İnsan bunu bilsin yahut bilmesin Rabbi onu terbiye eder. Yani eğitir. Bile isteye alınan eğitim marifetin lokmasını ikram eder İNSANA...

Bir bitkinin hangi ayda dikileceği, ne zaman sulanıp budanacağı öğretimdir. Bu süreçteki sabır, sebat, tecrübe ve devamlılığın adı da eğitimdir.

Eğitimin tanımı teologlara göre; insanın yaratıcıya ulaşmasına vesiledir.

Varoluşçulara göre; eğitim insanın kendisini keşfetmesidir.

Realistlere göre; eğitim kültür aktarımı sağlar.

Sosyologlara göre; eğitim insanı topluma hazırlar.

Farklı pencerelerden bakılarak yapılan tüm tanımlamalar insan içindir  ve değerlidir.

İslam tarihine baktığımızda; Peygamberimizin dönemin de, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Endülüs ve Osmanlı döneminde  eğitime, eğitimciye değer verilmiştir. Hususi ihtimam gösterilmiştir.

Muallime ve müteallike (öğrenci) maddi manevi destek verilmiş hürmet edilmiştir.

Erdemli ve verimli insan yetiştirmek yegâne gayeleri olmuştur.

Günümüz de; yüz yüze, harmanlanmış hibrit, uzaktan eğitim gibi modeller geliştirilse de müfredatların fazla bilgi, kullanılmayacak bilgi aktarması sonucu yorgun, bitkin, bedbin, ümitsiz gençler ortaya çıkmıştır. Haklı olarak...

Hz. Ömer ‘in hafızlık serüvenine değinerek konuyu toparlayayım.

Sahabe  sormuş; binlerce beyiti, şiiri, edebi metni ezberleyip Kâbe’de gür sesinle okuyan sensin. Üstelik herkese meydan okuyarak: Var mı karşıma geçip okuyacak olan diyen de sensin ya Ömer. Fakat görüyoruz ki; hafızlığın bizden geridedir. Sebebi nedir?

Hz. Ömer; ezberlediğim ayeti hayatıma tatbik ediyorum (uyguluyorum).

Sonra diğer ayeti ezberliyorum. Cevabını vermiştir. Sorunun cevabı  fevkalade derin ve düşündürücüdür.

Bu cevaba binaen bu yüzyılda eğitimden beklenen sorusunun cevabını Hz. Ömer’den almış olmalıyız diye ümit ediyorum.

Anahtar Kelimeler:

Yazarın Yazıları