Atatürk ömründe tek bir soruya cevap veremedi.
Soru şuydu; Mustafa Kemal Mersin gezisindeyken şehirde gördüğü büyük binaları sormuş.
Atatürk sinirlenerek sormuş. Onlar bu binaları yaparken sizler nerelerdeydiniz?
Kalabalık topluluk arasından bir köylünün sesi duyulur
“BİZ YEMEN DE, TUNA BOYLARINDA, BALKANLAR DA, ARNAVUTLUK DAĞLARINDA, KAFKASLAR DA, ÇANAKKALE DE SAVAŞIYORDUK PAŞAM”
Atatürk bu hatırasını anlatırken hayatta cevap veremediğim yegane insan bu aksakallı ihtiyar olmuştur demiştir.
Tarihi süreç bugün karşı karşıya geldiğimiz hadiseler, gelişmeler ihtiyarın Cumhuriyetin kurucusu Atatürk ün sorusuna verdiği cevaba anlam kazandırdığı gibi günümüzdeki gelişmeleri toplum olarak sorgulamamızı gerektirmektedir.
Ne diyor? GAZİ. Bunlar, bunlar yapılırken sizler neredeydiniz? İhtiyarın cevabı son derece tutarlı ve mantıklı.
O zaman tarihi süreç halkımıza aşağıdaki soruları soruyor. Tutarlı ve mantıklı cevap verebilecekmişiz? Görelim.
Türkiye’yi 20.yüzyılılın en büyük savaşından kurtaran Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “HAİN YAKIŞTIRMASINDA“ bulunan soysuzun bu ülkenin suyunu içmesini havasını teneffüs etmesini içinize sindire biliyormusunuz?
Mustafa Kemal Atatürk, şehitlerimiz ve gazilerimiz soruyor? Bu söylemlere karşı sizler ne yaptınız?
Şimdi bu zihniyete karşı koymayan Adana halkına, bunlar olurken sizler neredeydiniz sorusunu sormamız gerekmiyor mu?
TRT de Ahmet KAYA için özel program yapıldı mı? Ahmet KAYA ya Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülü verildi mi? Verildi. Akil insanlar (Bu günlerde hiç sesleri çıkmıyor, kayıplara karıştılar) ,barolar sivil toplum örgütleri bunlar olurken neredeydiniz?
Bugün Afrin de 42 şehit vermiş isek bu tutarsız politikaların eseridir. Gelinen şu aşamada; SURİYE TOPRAKLARINDA YAPILAN SINIR ÖTESİ HAREKATI KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR DESTEKLEDİĞİMİZİDE AYRICA BELİRTMEK GEREKLİDİR. GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR.
PKK lılar sizin de bir yakınınızı şehit etmiş olabilir; sizin de canınız yanmış olabilir, estirdikleri terörden. onları belki affetmeyebilirsiniz. AMA ANLAMAYA ÇALIŞMALISINIZ. EĞER CEZA HUKUKUNDA AĞIR TAHRİK DİYE BİR KAVRAM VARSA, BU EN FAZLA DAĞDAKİ PKKLILAR İÇİN GEÇERLİDİR.
Bu yaratık daha da ileri gidiyor. Bakın neler yumurtluyor. Kanımızı donduracak cinsten “Vay devlete isyan eden, silah çeken affedilir mi demeden önce, O DEVLETİN BU HALKI İSYAN ETTİRMEK İÇİN ELİNDEN GELENİ ARDINA KOYMADIĞINI DA HESABA KATIN. TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ BOYUNCA GEREK DEVLET BÜROKSİSİNİN GEREK İKTİDARDAKİ BÜTÜN PARTİLERİN KÜRTLERE KARŞI ETNİK SİYASET YAPTIĞINI UNUTMAYIN.
Dağlarında hala “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE “ yazan bir ülke de etnik siyaset yasağı koymaya kalkmanın, hakim etnisitenin baskı ve asimilasyon politikasının sürmesini istemekten başka anlamı olabilir mi?
Özerklik veya federasyon lafları duyduğunuzda ,”yani ayrılmak mı istiyorlar ? “diye hop oturup hop kalkmadan önce, kendinizi dipçikle karnında ki bebeği öldürülen, komşusu gözü önünde canlı canlı ateşe atılan köylülerin yerine koyun. Anlatılanlar, YUNAN ORDUSUNU EGE KÖYLERİNDE YAPTIKLARI MEZALİME NE KADAR ÇOK BENZİYOR DEĞİL Mİ? YADA ERMENİ TEHCİRİ SIRASINDA YAŞANILANLARA O KÖYLÜLERİN KENDİLERİNE BU MEZALİMİN YAPAN DEVLETİ KENDİ DEVLETLERİ GİBİ GÖRMELERİ MÜMKÜN MÜ?
Bugün empati kurma günü. Karşımızda onuru kırılmış, çok Zulüm görmüş, çok acı çekmiş yaralı bir halk var.Biz Türkler olarak Devletin Kürtlere yaptığı zulmün önüne geçmeyi başaramadık. Çoğumuz sadece seyrettik, kimilerimiz denedik, onlarla birlikte acı çektik ama zulmü önleyemedik
Empatiden bahseden yaratık sana ve senin gibi düşünen hainlere sesleniyorum:
Sömestir tatilinde izinli olarak annesini, babasını görmek için Gümüşhane ye giderken Necmettin Öğretmeni kim şehit etti eyy soysuz.
Tunceli –Bingöl karayolunda 42 vatan evladı PKK lılar tarafından şehit edilirken sen neredeydin
Halil TÖNBE, Mahmut GÜLER, Yılmaz GÖKÇEN, Mete SARAÇ, Ramazan ÇAKIR, Murat ÖZÇELEBİ, Selahattin TOKAT, İhsan AVŞAR, Nevzat CEYHAN, Musa DEMİR, İbrahim KARDAŞ, Necip AKDOĞAN, Hüdai ARSLAN, Hasan KILIÇ, Özcan FİLİZ, Ergün BAĞCI, Turan ÖZER, H.Hasan SADIK, Basri SAĞIR, Mehmet KOÇ, Mustafa GÜNEŞ, Y.Ali ÖNER, Erdal UYGUN, Ali ERBİL, Ramazan KOCADAĞ, Kamil AKDAĞ, Fethi KOCA, Mehmet ÖZER, Mehmet YILMAZ, Erdoğan AÇIKRIK, Kadir AKGÜL, Halil SADIKOĞLU, Ali ÖNER, Hasan KÜÇÜKÇOBAN, Nedim KÜÇÜK, Zekeriya KÜDEN, İskender AKGEDİK, Dursun ERGEN, Erhan İŞGÜZAR, Erhan ÖZTÜRK, İbrahim KÖDÜK, Kemal KARTAL, Ahmet GÜREŞ, Deniz ERDENİZ, Hüseyin ÖZDİLEK, Yücel KAYA, Yahya ŞAHİN, Halil ÇELİK, Ejder ÇETİN, Nejdet FİDAN, İsmail VAR, Bilge İLHAN, Ali BEZER. M.Ali KARASU, Hüseyin KAYACI, Zekeriya RENKLİ, Sabit DOĞAN, Abdullah ERDOĞAN, Hüseyin ARI, Mehmet CADIRCI, Ali SUYABATMAZ, Mehmet DEMİR, Mehmet ÖZTÜRK, Sadık ŞİŞMAN, Ali AKYOL, Hasan ÇELİK, Arif MEYDAN, İrfan UNCELİ, Ekrem KAYAR, Ali ÇELİK, Engin ÇİL, Halil TATLI, İlimdar ATASOY, M.Zeki ÖDÜK, Mahmut ÇATALKAYA, Ali YILDIZ, Erol ERCAN, Recep ERKEÇ, Mustafa KARATAŞ, Yılmaz ÖNER, Akın ÖZCAN, A.Mehmet KALKANDELEN, Şenol ÇİFTÖREN, İshak SİGA, Ahmet YILMAZ, Metin YİĞİTTOP, Gönül KÜÇÜK, Recep TENTİF,
Ahmet ÖZDİL, Metin KAÇAR, Orhan BALCI, Rıfat ÇELİK, Özgün ÖZDEMİR, H.Ejder POLAT,Mehmet ÖNER,Bayram ÇAKIRGÖZ,Kenan ERGUN,Selami AKÇA,Aşkın YEDİREN,Ayhan ÇAKIR,Murat ŞENGÜL,Mustafa AKYÜZ…
Sayıları onbinlere varan TSK mensupları, Emniyet mensupları köy korucaları hayatlarının baharında bu vatan için PKK lılar tarafından şehit edilirken, TSK mensuplarının operasyonlarını ege bölgesini işgal eden,halka katliam yapan yunan askerine benzetmen AYMAZLIKTIR, TERBİYESİZLİĞİNDE ÖTESİNDE BİRDURUMDUR.
Başbağlar/ Erincan katliamını bir hatırla, aklın varsa. PKK lı hainler senin deyişinle bunu ağır tahrik olarak gördüler ve dağa çıktılar öylemi?
Bu ülkenin suyu da ,ekmeği de , havası da sana ve senin gibi düşünenlere haram olsun.
Eyy Hollanda, Eyy Almanya, Eyy Fransa, Eyy Batı,Eyy Amerika… diyenler içimizdeki AYMAZLARA önce bakarsalar daha iyi yaparlar.
Ülkemizde toplumu ilgilendiren olaylara ışık tutması bakımından bir üniversitemizdeki öğretim üyemizin uygulamasına yer vermek istiyorum.
Hukuk Fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer ve bir öğrenciye adını sorar, öğrenci Ali diye cevap verir. Öğretmen bir anda, “Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme” der. Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir, neye uğradığını şaşıran Ali de sınıfı terk eder. Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir. Hiçbirinden tek bir ses bile çıkmaz.
Hoca sınıfta ki sessizlik ile beraber ileri geri yavaş yavaş dolaşmaya başlamış, bütün öğrencileri şöyle biraz süzdükten sonra, tabi bu arada herkes göz temasından kaçınıyor, başlamış derse.
Hoca : “Kanunlar ne için vardır?” diye sorar ve derse başlar birçok cevap gelmiş, bir öğrenci düzeni korumak, diğeri toplumda yaşayan bireylerin hak ve hürriyetini sağlamak için, öbürü yaşam haklarını idame ettirmek ,bir başkası devlete güveni, o devletin saygın bir vatandaşı olduğunu göstermek için, bir diğeri her yerde hakkını yasalar çerçevesinde arayacağını bilmek ve devletin vatandaşına haklarını nasıl arayacağını göstermek için..
Hoca başka diye tekrar sorunca bir öğrencide “Adalet için diye cevap vermiş” .
Bu cevabı verene hoca parmağı ile işaret ederek işte aradığım cevap bu dercesine “ peki az önce arkadaşınıza adaletsizce davrandım mı “? , herkes de aynı cevap “evet hocam “ .
Öğretim görevlisi sınıf kapısını açarak dışarıdaki öğrencisini içeri alır ve teşekkür edip yerine geçebileceğini söyler, herkes bunun bir senaryo, oyun olduğunu anlar.
Fakat hoca son sözlerini söylememiştir henüz ; “peki buna hepiniz şahit oldunuz, neden tepki göstermediniz, bir açıklama istemediniz, arkadaşınızın hakkını savunmadınız?"
Herkes susar çıt yok. Hoca bakın sevgili arkadaşlar bu olaydan hepinizin çıkarması gereken bir öğüt var, bunu size 100 saat sınıfta ders versem anlatamazdım der ve son sözlerini söyleyip dersi bitirir.
Asla bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetinde olmayın, o yılan bir gün mutlaka sizi de sokacaktır. “ Adaletsizliğe şahit olup göz yuman insanlar haysiyet ve onurlarını kaybetmeye mahkûmdur.”
Bir şahsa karşı yapılan haksızlık, herkese karşı yapılmış bir tehdit demektir.
Bizlerde bir gün fani olacağız. Şehitlerimiz, Gazilerimiz bizim haklarımızı neden savunmadınız? Bizleri katliam yapmak ile suçlayanlara neden sesinizi çıkarmadınız? Hayatımın baharında, eşimi, çocuklarımı, annemi, babamı bırakıp gittim. Hainleri övenlere, onların dağa çıkışlarına hak verenlere neden sesinizi çıkartmadınız? Ne cevap vereceğiz.
Atatürk şehitlerimiz Cenab-ı Allahın lütfu ile aramıza gelse ,yada diriliş dizisindeki rüya hali vuku bulsa beraberce büyük şehirlerimizi gezsek ,yabancı isimli otelleri,hastaneleri,alışveriş merkezlerini, benzer tabelaları görseler ve bizlere uğruna kanlarımızı akıttığımız yedi düvele karşı vermiş olduğumuz İSTİKLAL SAVAŞI sonrası kurmuş olduğumuz TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ŞEHİRLERİNDEMİYİZ ? TÜRK DİLİ NE OLDU? Sorusunu yöneltseler AFRİN CEPHESİNDEYDİK Mİ DİYECEĞİZ.
Uzun sözün kısası; İslamı Yavuz Sultan Selim gibi içimize sindirelim, yaşayalım. NE ALDANALIM, NE DE ALDATILALIM. Şehitlerimize, Gazilerimize karşı olan görevlerimizi unutmayalım.
Yeri gelmişken bütün olumsuzluklara rağmen, bu milletin istiklal savaşında, 1974 Kıbrıs barış harekâtında, 15 Temmuz darbe teşebbüsündeki duyarlılığınıza belirtmek isterim.
Bu kapsam da başta yöneticilerimiz olmak üzere tüm kurumların milli birlik beraberliği bozucu, zedeleyici, ayrıştırıcı beyanlardan kaçınmaları son derece önemlidir.
Devletimize, tarihimize, geçmişimize sahip çıkmalıyız. Dış politika da emperyalist emelleri olan devletlere, toplumlara karşı beyan da bulunurken milli vicdanı ve onuru zedeleyici tavırlardan kaçınmamız gerekir.
Üzülerek ifade ediyorum tarih bir bütündür, yanlışı ile doğrusu ile. Ancak eğer yetkili ağızlardan geçmişimize yönelik “KARŞINIZDA; NE OSMANLININ HASTA ADAMI, NE CUMHURİYETİN ÇÖMEZ DEVLETİ, NE 1970 LERİN, 1990 LARIN GÜÇSÜZ DEVLETİ VAR.” Denilirse bu bizi Türk milleti olarak üzer milli vicdanımızı ve onurumuzu hırpalar. Hasta adam yakıştırmasının da batılı emperyalist devletlere ait olduğunu da unutmayalım.
GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR, DİRİ VE İRİ OLMA GÜNÜDÜR. TARİHİNE, KÜLTÜRÜNE, GELENEKLERİNE, ORTA ASYADAN BUGÜNE KADAR KURULMUŞ TÜRK DEVLETLERİNE SAHİP ÇIKMA GÜNÜDÜR.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Anahtar Kelimeler: