BAĞIMLILIKLA MÜCADELEDE SPOR

  • 23.04.2021 19:17
  • Okunma: 837 kez

Bağımlılık insan beyninde ödül ve ceza sistemleri arasındaki dengenin bozulması olarak tanımlanmaktadır. İnsan kendisini mutlu edecek bir şey yaptığında eğer cezalandırılmıyorsa yaptığı o şey kendisinde zamanla bağımlılık yaratacaktır. Mesela tatlı yediğimizde eğer midemiz rahatsızlık duymuyorsa ve kilo almıyorsak zamanla tatlı bağımlısı olmamamız içten değildir.
Araştırmalar bağımlılığın üç ana etmenden oluştuğunu ortaya çıkarmıştır. Bu üç ana etmen kısaca (1) aşerme ya da aşırı istek (2) yoksunluk ve eksiklik hissi ve (3) Beklenti yada ulaşma hissi diye özetlenebilir. Kişi bağımlı olduğu şeyi önce aşırı ister. Eğer istediğinde elde edemezse yoksunluk ve eksiklik hissi gelişir ki bu da beraberinde bir beklentiye dönüşür.
Akşam çay içme alışkanlığı olan bir kişinin evde çay olmadığı için çay içememesi durumunda geliştireceği semptomlar bağımlılık için tanımlanan bu üç ana etmene ne kadar uymaktadır bir düşünün. Eğer kişi beklenti içerisinde elde etmek istediğine ulaşamazsa mutsuz olacaktır.  Aslında bağımlı olduğu şeye ulaşmak da bağımlılığın baskılanması adına yeterli olmayacaktır. Bir zaman sonra ödül-ceza dengesi yeniden bozulan birey yoksunluk belirtisi geliştirecek ve bağımlı olduğu şeyin daha fazlasını isteyecektir. Bu duruma tolerans geliştirme denilmektedir.
İnsanda birçok şey bağımlılık yapabilir. Bunlar arasında yiyecek ve içecek bağımlılığı, sigara bağımlılığı, alkol bağımlılığı ve uyuşturucu madde bağımlılığı en iyi bilinenler arasındadır. Bağımlılıklar arasında en tehlikeli olanı ise uyuşturucu madde bağımlılığıdır. Uyuşturucu maddeler arasında da özellikle eroin başı çekmektedir. 2019 Avrupa uyuşturucu raporuna göre Türkiyede en çok kullanılan uyuşturucu eroindir.     Bugün dünyada 30 milyonun üzerinde insanın eroin bağımlısı olduğu ve ve her yıl yüzbinden fazla insanın aşırı eroin kullanımı nedeni ile hayatını kaybetiği bilinmektedir. Eroin kanda hızlı bir şekilde çözüldüğü için ve kandaki seviyesi 3 dk içerisinde en üst düzeye çıkabildiği için ve en önemlisi de çok kısa sürede kan beyin bariyerini geçerek beyine ulaşabildiği için sıklıkla tercih edilen bir uyuşturucudur. Eroin bağımlılığının tedavisi ilaçlı ve ilaçsız tedaviler diye ikiye ayrılabilir. İlaçlı tedavilerde bağımlı kişiye verilen ilaç beyindeki hücrelerde bulunan ve reseptörler adı verilen proteinlere etki etmekte ve bu proteinleri bloke etmektedir. Ancak uzun süreli kullanıldıklarında yan etki gösterebilen ve kendileri de bağımlılık yaratabilen ilaçların tedavide kullanımı ilk tercih olmamalıdır. İlaçsız tedavilerde ise hedef bağımlı bireylerin psikolojik sorunlarının çözülmeye çalışılması ve bağımlılığın altında yatan bilinçaltı sorunların ortadan kaldırılmasıdır. Her iki tedavi şeklinin de başarılı olabilmesi için kişinin bağımlılık alışkanlığını ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Yukarıdaki paragrafın son cümlesinde altının çizilmesi gereken en önemli kelime “alışkanlık” kelimesidir. İnsan beyni aslında alışkanlıklarının bağımlısıdır. Dolayısı ile her bağımlılık bir alışkanlıktır. Alışkanlıkların gücü kitabında Charles Duhigg “hiçbir kötü alışkanlıktan vazgeçilemez, sadece bir alışkanlığın yerine başka bir alışkanlık alabilir” demektedir.
Toplumumuz aslında Duhigg’in bu söylemini çok önceden deneme yanılma metodu kullanarak bulmuştur. Belki de bu nedenle sigarayı bırakmak isteyenlere çekirdek yemelesin, ya da sakız çiğnemelisin tavsiyesinde sıkça bulunulmaktadır. Maalesef çekirdek yeme alışkanlığı sigara içme alışkanlığı kadar kötü olduğu için ben sizlere aynı şeyi tavsiye edemiyeceğim. Onun yerine sizlere spor yapın ve spor yapma alışkanlığı kazanın diyeceğim. Spor yaparken insan beyninin endorfin adı verilen ve insana mutluluk veren küçük kimyasal molekülleri ürettiği bilinmektedir.
Endorfinler aynı zamanda eroin gibi opiod adı veren uyuşturucu moleküllerin bağladı yukarıda bahsettiğim resetörleri de bağlayarak yoksunluk hissinin gelişmesini de engellemektedir. Haftada bir kez dahi olsa spor yapmayı alışkanlık haline getiren bireylerde, bir takım alışkanlıklarının otomatik olarak değiştiği görülmektedir. Spor yapan bireylerin daha sağlıklı beslendiği, işlerinde daha verimli oldukları, ailelerine ve çalışma arkadaşlarına karşı daha toleranslı oldukları, stres düzeylerinin daha az olduğu ve hatta gereksiz harcamalarını dahi kontrol altına aldıkları gösterilmiştir. O halde ne duruyoruz. Tüm bağımlıklarımızdan spor yaparak kurtulalım diyelim ve spor yapmaya başlayalım. Kalın sporla ve sağlıcakla.

Anahtar Kelimeler:

Yazarın Yazıları