Tarihte ve toplumlarda, devletlerde ve milletlerde kutlanması gereken mecraların başında gazeteler ve onların basıldığı matbaalar gelir. Çünkü ”GAZETE, CAMSIZ TELEVİZYONDUR. TELEVİZYON CAMLI GAZETEDİR.” Bunun için gazete ekmeği en güzeli matbaa fırınında pişer. Dünyada yüce Allah’ın “OKU” emrinin (Bu aynı zamanda “YAZ” demektir.) ışık saçtığı yerlerin başında matbaalar gelir. Orada basılanlar bilgi gerçekleridir. Bu gerçeklerin içinde gazeteler zamanımızın ve çağımızın olmazsa olmazlarıdır. Çünkü insanlık tarihinde nerede okumak yazmak ve onun vasıtaları varsa en çok orası ve oradakiler ilerlerler. Madden ve manen kalkınırlar. Jan Gutenberg’in kurduğu matbaaya ve orada basılanlara en çok Avrupa sahip çıktığı için vaktiyle tüm ülkeleri ve devletleri ileri geçmiş, kültür-ilim ve sanayi inkılaplarını yapmıştır. Anadolu’da da ilk matbaa 1865 yılında Trabzon’da kurulduğu için ve bu matbaada 1868 yılında “TRABZON” adlı vilâyet gazetesiyle 22 cilt Trabzon Vilâyet Yıllıkları basıldığı için,bunun ardından Trabzon iş adamları hemen özel matbaalar kurup orada yeni gazeteler ve kitaplar bastıkları için bugün Türkiye’de yalnız Trabzon’da ölü ve diri isim olarak iki bin (2000) adet civarında yazar, şâir ve sanatçı yetişmiştir ki bu bir rekordur. Özel gazetelerin en meşhuru ise Atatürk döneminin milletvekillerinden Fâik Ahmet Barutçu Bey’in Trabzon işgalinde bile yayınladığı, millî mücadelede ve İstiklal Harbi’nde bile devam ettirdiği İSTİKBAL gazetesidir ki o dönemin kadın kahramanlarından olan KARA FATMA’nın Osmanlıca belgeleri bile o gazetededir. Bugün Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Fâik Ahmet Barutçu kütüphanesinde mahfuzdur.
Mustafa Kemal Paşa da Anadolu millî mücadele zaferini matbuat ve neşriyat içinde en çok gazete gücüyle kazanmıştır. Bunun Anadolu’da çok örnekleri var. Konya’da, Denizli’de, Ankara’da v.s. Avrupa demiryolu istasyonlarında gazete satan ve dağıtan çocuklar “Demiryolu Çocukları“ olarak kitaplaştırılmıştır. Trabzon, gazete sayesinde tarihte ikinci İstanbul sayılmıştır. Trabzon bugün de Türkiye’de en çok gazete çıkan yerlerden biridir. Ankara, İstanbul ve İzmir’deki yazarların ve gazetecilerin çoğu da Trabzonludur. Trabzon, gazete sayesinde Cağaloğlu’ndaki gibi BÂB-I ÂLİ, yani yüce ve yüksek basın kapısı olmuştur. İzmir’de Basımhane diye bir semt olduğu halde BÂB-I ÂLİ değildir. Fakat İzmir yirmi sayfalık gazete çıkartarak dünya basın tarihine de geçmiştir. Çünkü ”BASIN MİLLETİN MÜŞTEREK SESİDİR.” Hele gazetesi çıkmayan ve olmayan yerler sessizliğe ve okur yazarlığın eksik kalmasına mahkûmdurlar. YENİ ÜSKÜDAR GAZETESİ’ni kutlamak lazımdır. Çünkü Üsküdar’da bir yeniliktir. Gazete yeniliğidir. Gazete ile yeni bir aydınlanmadır, şuurlaşmadır, gelişmedir…
Yeni bir düşünce ve tefekkürdür. Yeni bir yapıcı hamledir. Eski Üsküdar şarkı ve türkülerinde denirdi ki “Üsküdar’a gider iken aldıda bir yağmur”... Şimdi ise diyoruz ki “Üsküdar’a gider iken aldık bir Yeni Üsküdar Gazetesi, Yeni Üsküdar Gazetesi, Üsküdar’ın yeni sesi.” Ne güzel değil mi? Bu aydınlık, Üsküdar Kaykamakamlığı, Üsküdar Belediyesi ve Üsküdar Millî Eğitim Müdürlüğü için de bir şanstır. Yazarsız gazeteler ve toplumlar öksüz, köksüz ve hatta sözlüksüz kalırlar. Halkı öksüz, köksüz ve sözlüksüz kalmaktan koruyan YENİ ÜSKÜDAR GAZETESİ’Nİ BU NEDENLE NEKADAR TAKDİR VE TEBRİK ETSEK AZDIR. Sahibini, çilesini çekenleri, tüm ekibini ve beni bu gazeteden haberdar eden Hacer Haniç Hanımefendiyi ta… Trabzon’dan ‘’kutlu olsun’’ diyerek bu yazıyla kutluyorum ve tebrik ediyorum. Bundan böyle Yeni Üsküdar Gazetesi’nde yeni yazılarla buluşmak üzere hoşça kalınız…
Anahtar Kelimeler: