Alacadağ, Dede Korkut Destanlarının Trabzon bölümünde geçmektedir. Çünkü burası İç Oğuz Bölgesidir. Sis Dağı hizasından Bayburt’a kadar bir alandır. Bayburt’tan Türkmenistan’a kadar İç Oğuz Bölgesidir. Alacadağ Sis Dağı’nın güneyinde iki bin metreyi aşkın yükseklikte bir tepedir. İki adı vardır, biri Evliya Tepesi diğeri Şehitler Tepesi. Demek ki Şehitler 1916-1918 tarihleri arasındaki Rus işgali döneminden kalmadır. Demek ki Evliya Tepesi adı, 1916 tarihinden öncedir. Bütün dünya üniversitelerinde okutulan on iki Dede Korkut Destanı’nın sekiz adedi yedinci asırda Alacadağ ile Bayburt arasında geçmiştir. Diğer dört adedi ise Bayburt ile Türkmenistan arasında İç Oğuz’da geçer. Bu nedenle Alacadağ her yönüyle önemlidir.
Bu dağda ve tepelerde çok çetin savaşlar olmuştur. Öyle ki Rus tankları Zigana’dan aşarak üstten düz yaylalardan buralara kadar gelmişlerdir. Fakat o kış 500 metre genişliğindeki Harşit Nehri 10 metre yükseldiğinden Ruslar ne köprü kurabilmişler ne de tanklarla Harşit’i geçebilmişlerdir. Fakat sadece Alacadağ çevresinde 15 karakol ve üs kurmuşlar tepeler ve vadiler arasında sıkışıp kalan birliklerimiz çok şehit vermiştir. Sis Dağı, Karadağ ve Sivri tepsinde de çok şehit verdik. İki senede tüm bölgede 250 bin Şehit nerdeyse Çanakkale kadar. Genel Kurmay Başkanlığı’nın Kurmay Albay Hacı Hamdi Pîrselimoğlu imzalı belgelerine göre sadece Karadağ çevresinde 35 bin şehit verilmiştir. Ne yazık ki ne Alacadağ’a ne Sivri Tepesi’ne ne Sis Dağı’na bir şehitler anıtı yapılmamıştır. Karadağ tepesine yapılmıştır, Alacadağ’ın tepesinde civarı çevrili üç beş dönümlük bir alan şehitlerle doludur. Hemen Şehitliğin yanında dev bir telefon kulesi kurulmuştur fakat şehitler anıtı yoktur. Erikbeli turizm tesislerine helikopter pisti yapılmıştır. Şehitler anıtsız, mezarları hep taşlıkların içinde çok utanılacak bir durum. O şehitler sayesinde Suriye, Irak, Filistin ve Kudüs’ün durumuna düşmedik. Civar hep harp mevzileriyle doludur. Telefon istasyon kulesine yanaşsanız alarm çalıyor. Şehitlik tahrip edilse bir ses çıkmaz. Burayı görünce şok oldum. Daha önce buraları gıyaben cenaze namazı kılarcasına televizyonlarda anlatmış, gazetelerde, dergilerde, kitaplarda yazmıştım. Fakat şimdi gözlerimle gördüm. Çok içerledim, üzüldüm. Zira o şehitler sayesinde bugün buradayız. En kısa zamanda Şalpazarı İlçemize ait olan bu şehitlikte Trabzon Valiliğimiz, belediyelerimiz, Genel Kurmay Başkanlığımız ve İç İşleri Bakanlığımız buraya bir anıt yaptırma konusunda girişim başlatmalıdırlar. Şehitler Tepesi boş değil. Türk bayrağı orada dalgalanacak. Dalgalatacak bir rüzgâr ve mukaddes hizmet beklemektedir.
Buraya 15 Mayıs 2021 Cumartesi Günü Belgeselleri ve vatanseverliğiyle maruf yönetmen Halil DEMİRCİ beyle ve Sinan ve Ertuğrul adlı yönetmen iki oğluyla gitmiştik. Mest oldum. Buraya gitmek için eski adı Kırgızca ARKUBEL= Arkuru yamaç, dağ yayla manasına gelen Erikbeli’ni bile aşarak varabildik. Dede Korkut destanlarına göre Alacadağ’dan Trabzon’a at sırtında üç günde gidilir üç günde gelinirmiş. Burası neden alaca acaba? Birkaç sebebi olabilir...
Buraların insanları çok cömert, kültürlü ve iyi insanlar. Çünkü Çepni Türkleri’nin diyarı. Akkoyunlular Dede Korkut’un destanlarına dâhil ettiği bir yer. Eskiden Trabzon’un Rus işgalinden kurtuluşunda yeşil elbiseli beyaz sarıklı adamlar başlamış Görele’de gezmeye. Halka çok kerametler göstermişler. Onlardan burada da görüldüyse onun içinde buranın adı Evliya Tepesi olmuş olabilir veya bu çevreden burada bir eren medfun olabilir. Fakat kimse bir isim veremedi. En iyi Şehitler Tepesi adı yaşasın daha iyi. Yüce Allah dostlarını en iyi bilendir.
Akşamüzeri buradan ekimizle ayrılırken şehitlerimizin buradaki yalnızlığına, onlara yapılan vefasızlığa ağladık. Üstelik biz buraya Şalpazarı belgeselini çekmek için valilik izniyle gelmiştik. Dileriz bir dahaki gelişimizde şehitlik anıtının bayrağını dalgalanırken, bu bayrağın altında şehitlerimizi bizimle konuşurken görürüz. İnşallah..İstiklal Marşı Şaiirimiz Mehmet Âkif Ersoy Çanakkale Şehitleri için haykırdığını bizler de burada haykırdık:
‘'NE BÜYÜKSÜN Kİ KANIN KURTARIYOR TEVHİDİ.
BEDRİN ARSLANLARI ANCAK BUKADAR ŞANLI İDİ.”
“TÜLLENEN MAĞRİBİ AKŞALARI SARSAM DA YARANA;
YİNE BİRŞEY YAPABİLDİM DİYEMEM HATIRANA.”
Anahtar Kelimeler: