Sahanın Harika Kadınları

  • 22.09.2021 23:07
  • Okunma: 1290 kez

“Sen kızsın, şort giyemezsin, erkeklerin yanında oynayamazsın dediler. Hep beni dışladılar erkeklere göre. Erkek hocanız var, tişört falan giyemezsin, oran buran görünür dediler. Sonra ben hayır dedim. Ben niye oynamayım? Ben o zaman kendime bir söz verdim. Kendi köyümün kız çocuklarının kaderlerini ben kendim değiştireceğim.”

Sanıyorum birçoğumuz Merve Akpınar’ın bu sözlerini işittik. Merve bu sözleri ile küçük bir kız çocuğun spor hayatının başında karşılaştığı zorlukları ve sonrasında ben bu algıyı değiştireceğim düşüncesinin gelişimini bizlere anlatıyor.

“Sen yapamazsın” cümlesi, kız çocuklarının ve kadınların en sık duyduğu cümlelerden biri olabilir. Merve Akpınar örneğinde olduğu gibi spor hayatında da bu algı bulunmakta. Kız çocuğu isen “futbol oynayamazsın çünkü futbol erkekler için uygun olan bir spordur” ya da “sen futboldan anlayamazsın”, “voleybol oynayamazsın çünkü şort giyemezsin” gibi birçok örnek karşımıza çıkmakta. Tüm bu örneklere aşina olduğumuzu düşünüyorum.

Ancak son zamanlarda Türkiye’de kadın sporcuların sayısındaki ve başarılarındaki artış oldukça gündeme gelmeye başladı. Özellikle boks dalında Busenaz Sürmeneli ve Buse Naz Çakıroğlu, güreş dalında Yasemin Adar, karate dalında Merve Çoban, tekvando dalında Hatice Kübra İlgün öne çıkan kadın sporcularımız olarak tarihe geçti. 2020 Tokyo Olimpiyatları’nı beşinci ve 2021 Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nı üçüncü bitiren Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımımız da başarılarıyla ve verdikleri mücadele ile bizleri gururlandıran bir performans sergiledi. Azimleriyle, başarılarıyla ve tutkularıyla her birimizin, en çok da kız çocuklarının ilham kaynağı oldular.

Ancak kadın sporcuların karşı karşıya kaldıkları cinsiyetçi tutum ve söylemlerin tamamen ortadan kalktığını söylemek çok mümkün değil. Örneğin yakın bir zamanda sosyal medyada partneri ile birlikte paylaşım yapan Ebrar Karakurt’a yönelik cinsel yönelimi sebep gösterilerek linç kampanyası başlatılmaya çalışıldı. Sosyal medyada “böyle” insanların bizleri temsil etmemesi gerektiğini çünkü bunun bizim “değerlerimize” aykırı olduğunu ifade eden bazı paylaşımlar yapıldı. Ancak bu linç kampanyasını başlatanların çok başarılı olamadığını da gördük. Çünkü birçok kişinin ilgilendiği nokta bir sporcunun cinsel yönelimi değil, alanında başarılı olma tutkusu ve azmiydi. Çoğunluğun bu fikri benimsemesi ve cinsiyetçi söylem ve tutumların karşısında durması şüphesiz son zamanlarda bize umut veren önemli duruşlardan biri oldu. Bu nedenle bir kez daha “yapamazsın” ile başlayıp “çünkü” ile devam eden cümleleri kabul etmeyerek sahada var oluşlarıyla ve başarılarıyla bizlere güç veren tüm kadın sporculara teşekkürlerimi sunarım.

Anahtar Kelimeler:

Yazarın Yazıları