Yazar: Asena Tuğçe Şekerci
“İlham Veren Kadın” serimize Dilek Demir’in hikâyesi ile devam ediyoruz.
Dilek Demir, Diyarbakır’ın merkez ilçesi Bağlar’a bağlı Muradiye Mahallesi’nin muhtarı olarak 8 yıldır çalışıyor. Demir, ofisinin önüne koymuş olduğu dilek ve şikayet kutusu sayesinde birçok kız çocuğunun zorla evlendirilmesinin önüne geçilmesini sağlamış ve bu kız çocukların eğitimlerinin devam etmeleri için verdiği destek ile de gönülleri kazanmıştı.
MEYA Ajans, Kamu-Der, Özel Harekât Derneği ve Şehitler Derneği tarafından “Türkiye’nin En İyi Muhtarı” ödüllerini alan Dilek Demir, kadın muhtar olarak yapmış olduğu çalışmalarla ve başarılarıyla birçok kız çocuğuna ve kadına da ilham kaynağı oldu.
Dilek Hanım, kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
1972 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldim. Ortaokul 2. sınıfa geldiğimde zorla okuldan alındım ve 14 yaşımdayken de 27 yaşındaki bir adamla zorla evlendirildim. Şu anda 4 çocuğum var. İlk oğlumu 15 yaşımda dünyaya getirdim. Çocuk yaşta evlendirildiğim için oğlum hastalandığında ne yapacağımı bilemedim ve oğlum şu anda işitme engelli bir birey. Ben o gün kendime bir söz verdim. İleride öyle yerlerde olacağım ki hiçbir kız çocuğu küçük yaşta evlendirilmeyecek ve eğitim hakkı elinden alınmayacak.
Eğitimime devam etmek istediğim için lise eğitimimi dışarıdan tamamladım. 8 yıldır ise Diyarbakır’ın merkez ilçesi Bağlar’a bağlı Muradiye Mahallesi’nin muhtarı olarak çalışıyorum.
Muhtar olmaya nasıl karar verdiniz? Adaylık süreciniz nasıldı?
Ben mahallenin sorunlarıyla her zaman ilgilenirdim. Bu nedenle insanlar bana genellikle “muhtar” diye hitap ederdi. Ben de gerçekten muhtar olursam daha da faydalı işler yapabilirim diyerek aday oldum. İlk seçimde 6 erkek rakibim vardı. 1500 oy farkıyla muhtarlık seçimini kazanmıştım. 5 yılın ardından daha yapacağım çalışmaların olduğunu düşünerek tekrar aday oldum. Bu defa biri kadın 3 rakibim bulunuyordu.
Muhtar adayı olmaya karar verdiğimde farklı tepkiler aldım. Bazı insanlar “sen kadınsın, git çocuklarına bak, evinde hamur yoğur” gibi yorumlarda bulundu. Ancak bazı insanlar da beni çok destekledi.
Benim için en önemlisi vatandaşın gönlünü kazanmaktı. Vatandaşımız o sıcaklığı ve samimiyeti bizlerden gördüğü için bizi kabullendi ve gönüllerine koydu.
Tekrar aday olmak istiyorum ve eğer tekrar seçilirsem kadınlarımız için ekmek kapıları oluşturulacak yeni projeleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Kendi geçimlerini sağlayabilecekleri istihdam alanları oluşturmak istiyoruz. Bununla birlikte mahallede halk eğitim merkezinin kurulması için çalışmayı hedefliyoruz. Özellikle kadınların ekonomik açıdan desteklenmesi için tekstil ürünlerini sergileyecekleri kermesler oluşturmak istiyoruz. Elbette salgın bizleri oldukça zorladı. Ancak biz yılmıyoruz ve çok çalışıyoruz. Halkımızın sözcüsü olarak onlarla beraber mutlu yarınlara yürüyeceğiz.
Yapmış olduğunuz çalışmalardan da bahsedebilir misiniz?
Kız çocuklarının zorla evlendirilmelerine her zaman karşı çıktım. Bunun için de ofis kapısına dilek ve şikayet kutusu koyduk. Bu kutuya herkes ihtiyaçlarını, şikayetlerini ve taleplerini yazıyor. Bu kutu aracılığı ile onlarca çocuğun hayatına dokunduk. Erken yaşta zorla evlendirilmek istenen 40 kız çocuğunun evlendirilmesini engelledik ve eğitimlerine devam etmelerini destekledik. Hepsiyle halen iletişim halindeyiz. Bununla birlikte madde bağımlısı ve istismara uğrayan çocukları da kurtararak onların yeniden hayata kazandırılmalarına destek olduk.
Çalışmalarımız halen yoğunlukla devam ediyor. Kış mevsiminde olduğumuz için yardımsever insanların giyecek desteklerini halka iletmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte çocukların eğitimlerine destek vermek de önceliklerimiz arasında. Örneğin 500 kitap dağıtarak çocukların kitap okuyarak vakit geçirmesini, okuyarak topluma yararlı bireyler olmasını hedefledik. Telefon, bilgisayar, televizyon gibi dijital ortamda kalan çocuklara okuma alışkanlığını kazandırmak ve sosyal hayata daha verimli hazırlanmalarını sağlamak için kitaplarımızı dağıtıyoruz. Çocuklarımız bu projeyle çok mutlu oldular, mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Geleceğimiz olan bu çocukların gözlerinde ışık, mutluluk görmek bizi de mutlu ediyor.
Son olarak özellikle yerel yönetimlerde çalışanlara söylemek istediğiniz, vermek istediğiniz tavsiyeleriniz nelerdir?
Bizler ilk günden beri mahallemizin içindeyiz. Vatandaşlarımızı ziyaret ediyoruz, sorunlarını birebir kendilerinden dinliyoruz. Böylelikle çözümü üretmemiz de daha da kolaylaşıyor. Bu nedenle bizim gibi insanların halkın sorunlarını, direkt halktan dinlemeleri gerekmekte. Mahallede, insanlarla iç içe olarak sorunları çözebiliriz.