Haftalar geçti, süper ligin ikinci yarısının başlamasıyla birlikte, üst sıralar, alt sıralar şekillenmeye başladı. Süper ligimiz bana göre kalite olarak tatminkâr değil. Hele hele Avrupa liglerini izledikten sonra bizim maçlar adeta ağır çekim gibi. Zaten Avrupa arenasına çıkınca film kopuyor, keyifler kaçıyor.
Takımlarımızın plânlı, programlı doğru dürüst yönetildiğini söyleyemem, işlerin iyi gitmesi alınan skorlara bağlı, sanki bir kumar gibi.
Şans faktörü ön planda. Başarısızlık da sorumlu hoca oluyor ve gönderiliyor. Yani günah keçisi hoca ve o hoca bir başka takıma kurtarıcı olarak alınıyor. Nasrettin hoca misali "ya tutarsa"
Gelelim takımlarımıza... Şampiyonluk parolasıyla kurulan takımlarımızın durumları, hiç de iç açıcı değil, TRABZONSPOR hariç. Bence ikincilikte favorisi olmayan bir sezon yaşıyoruz. Çok çalışan, sakatlık yaşamayan, inanan, takım olabilenin şampiyon olacağını düşünüyorum. Büyük bir mucize olmazsa bu takım Trabzonspor. Başarının nedeni olarak da diğer takımlara nazaran hocasıyla uyumlu, oturmuş takım, yeni transferlerin takıma katkısı, arkadaşlık, disiplinli çok çalışmalarını sayabiliriz. Üstelik takım oynamasa da kaliteli ayakların devreye girmesiyle bir şekilde kazanmasını biliyor. Ayrıca Trabzon şehri şampiyonluğa susamış ve kucak açmış bekliyor, ŞAMPİYON TRABZONSPOR geliyor. Kupaya yer açın...
Beşiktaş’ın kadrosu geniş lakin geçen seneki şampiyonluğu ve kupaları yeterli görmüşler ki, bu sene yattılar aşağı. Aşırı puan kayıplarının faturası sergen yalçın hocaya kesildi. Ne olduğunu kimse anlamadı. 3 aşağı 5 yukarı sezon biter. Giden gider, kalan sağlar bizimdir.
Galatasaray hocasının kalitesi, tecrübesi ve yönetimin cömertliğiyle, yarışa ortak olmak için çabalayacak diye düşünürken, kötü gidiş devam edince, güle güle Fatih Terim oldu. İmparatorluk yıkıldı. Plânlar programlar rafa kalktı. Artık 4 yıldız sahada mücadele edecek, yani forma durumu belirleyecek. Bu saatten sonra olsa olsa gelecek sezonun planlaması yapılabilir. İsmini ilk defa duyduğum bu hoca, kümede kalmayı başarır sezonu bitirir ise ne ala.
Fenerbahçe bana göre, iyi niyetli ama başarısız başkan, yetersiz kadro ve hocayla uyumsuz, bir türlü istenilen takım olamadı olamaz da. Mesut, İrfan can, Sosa, Mert Hakan yetenekleri oyun düşünceleri aynı olan topçular hepsi komutan, golcü ve asker olmayınca komutan ne yapsın. Yetersiz ve gereksiz bir sürü pahalı yabancı alınmış, yazık. Takım sadece taraftarının itmesiyle yukarılarda olacak gibi. Beklenen kaçınılmaz son da gerçekleşti. Fenerbahçe de de hoca parasını aldı ve alivedaçi diyerek uçtu gitti. Şapka düştü kel göründü. Yönetim istifa sloganlarına kadar gelindi. FB. İçin; Planlama olmadan çok para harcamak, başarıyı getirmiyor diyebiliriz. Yani sıfıra sıfır elde var sıfır da borçlar almış başını gidiyor. İsmail hoca can simidi oldu adeta. Elinden geldiğince iyi niyetli ve çalışkan o kadar.
Gelelim mütevazı Anadolu takımlarımıza. Onlar her türlü övgüyü hak ediyorlar. Sınırlı imkânlarla Alanya spor, Hatay spor, Konya spor, Sivas spor maşallah güzel işlere imza atıyorlar. Tabi ki Başakşehir sporu da ekleyelim. Genç hocalarımız da çok çalışıyorlar. Onları da tebrik ediyoruz. Alt sıralardaki takımlarımız bile iyi futbol ve hırslı mücadeleler sergilerken alkışı hak ediyorlar.
Ligin sonuna kadar hem yukarıda, hem aşağıda büyük bir mücadele izleyeceğiz. İnşallah pandemi müsaade eder de seyirciler futbola doyar. Ligimizin kalitesinin yükselmesini umut ederken hak eden kazanır, çalışmayan kaybeder diyorum.
HAKEMLERİMİZE DE NAZAR DEĞMESİN MAŞALLAH İYİ GIDİYORLAR.
Hadi hayırlısı...