Depremden mi Korkmalı Dert Etmeyenlerden mi?

  • Güncelleme: 24.11.2021 20:15
  • Okunma: 985 kez
  • Yorum: 0
Depremden mi Korkmalı Dert Etmeyenlerden mi?

17 Ağustos Marmara depreminin yaraları sarılmaya başlamıştı ki 12 Kasım’da yeni bir deprem felaketi yaşadık.

17 Ağustos’tan bugüne yaklaşık 25 bin vatandaşımızı ihmal sebebiyle depremden dolayı toprağa verdik. Onbinlerce kişinin de yaralandığı o büyük felakettin ardından bedeninde ve zihninde acı ve travmayla yaşama devam eden depremzedelerimiz var. Bu korkunç bilançoda yüz binlerce bina enkaza dönüşürken sebep olanların  vurdumduymazlığının ülkemize maliyeti 50 milyar doları aştı.

Depremle yüzleşmeden önce başlatılan kentsel dönüşüm furyası maksat hasıl olmayınca öncelikle yerinde dönüşüme ardından rantsal dönüşüm oldu.

Deprem Türkiye'nin dört bir yanında varlığından bizleri haberdar etmeye devam etti.

Bolu, Van, İzmir depremleri daha dün gibi... Olası büyük İstanbul depremi de kapıdayken hiç bir önlem alınmaksızın hayata geçirilen adı kentsel ancak  rantsal olarak devam eden dönüşümlerlerle.

İnsanların küçük metrekare arsalara yaptıkları kaçak yapılaşmaların yerine planlanan bu kentsel  dönüşüm hayali, hak iddia ettikleri evler, daireler  TOKİ ve müteahhitlerin hesaplarıyla tutmayıp bekledikleri olmadı, verilmeyen vaatler hayal kırıklıkları ve kızgınlığa dönüştü.  Verilen imarların bölgelere göre revize edilerek hak sahiplerinin ve bölgenin coğrafik demografik yapısı ele alınarak yeniden düzenlenmesi talebiyle sesler yükselmeye başladı. Ortalama kırk yılda sahip oldukları meskenlerini 4 yılda kaybetme endişesiniyaşayan konut sahipleri kentsel dönüşüme karşılar.

Kentsel dönüşümün kendileri için her şeyden önce hayati bir mesele olduğunu belirten bu insanlara can sağlığının herşeyden önemli olduğu, olası bir deprem durumunda hem can kaybı hem de devletimiz için çok ciddi ekonomik krize sebep olacağı bilirkişiler tarafından detaylıca anlatılmalı.

Öyleki kapımızda olan İstanbul depremi herkesçe bilindiği halde yetkililler adeta üç maymunu oynamaktalar. Tv kanallarında izahı mümkün olmayan programlar yerine insanları kamu spotu ile deprem konusunda bilinçlendirecek programlara neden yer verilmemektedir? “Bilinçli olarak mı?” sorusu akıllara geliyor...

Bir tarafta mal canın yongasıdır mantığı ile hareket ederek mevcut olanı bilinçsizce korumaya çalışan vatandaş diğer tarafta ise kazancının peşinden koşan müteahhitler her geçen gün daha da çözülemez bir noktaya doğru getiriyor konuyu.

Oysa kentsel dönüşüme giren konut sahiplerine verilen kredinin ödeme şartları kolaylaştırılıp, verilen kredi miktarı gerçek maliyet oranında olsa her iki tarafın da adaletli bir kazancı olacağı herkesin malumu. Büyük sorumluluğun devletin ve nezlinde belediyelerin olduğu bu konuda milyonlarca yatırım ile yapılan park, bahçe, kaldırım ve yol çalışmaları da enkaza dönüşmüş bir şehirde anlamsız olacaktır… Kişi başına düşen gelirin ivedilikle insanların gerçek yaşam alanı olan meskenlerine yönelik olmalıdır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki yıl önce verdiği talimatıyla düşürülen kredilerle satılan daireler İstanbul'da yeni ihtiyaçları da beraberinde getirmiştir.

Arsa yüz ölçümü olmaması hasebiyle dönüşüm kaçınılmazdır, bu vesile ile daire fiyatları ve kiralar insanların artık erişilebilirliğinin çok üzerinde seyretmektedir. Bu sebepten bir çok vatandaş merkezi ilçelerden daha kırsala taşımak zorunda kalarak ilçelerin demografik yapısı ve kültürel yapısı da değişmektedir.

2008 yılında hayatımıza giren 5627 sayılı Enerji kanunu 2011 yılından itibaren zorunlu kılınmıştır. Peki, neydi bu enerji kanunu, konumuzla ilgisi ne derseniz, yürürlüğe giren kanuni enerji kimlik kartı/ belgesi, kiralamalarda ve satın almalarda mecburi istenilen evrak olarak hayatımıza girdi.

Şu günlerde bir ehemmiyeti kaldı mı? Bilinmez ancak buradan yola çıkarak kiralama ve satın alma işlemi yapacak olan vatandaşların mülk sahiplerinden talip oldukları mülke ait Deprem Risk Raporu isteme hakkı olmalıdır.

Bu vesile ile satın alacakları ya da kiralayacakları mülklerin depreme dayanıklı olup olmadığı hususunda bilgi sahibi olacaklar. Deprem Risk Raporu olmayan mülk kiralanmamalı ve satılmamalı, daha elzem bir konudur ve bir an önce kanunlaştırılmalıdır. Bu vesile ile kentsel dönüşüm konusunda vatandaşlara  gerçek anlamda destek çıkıldığı hissettirilip, özellikle  İstanbul için kentsel dönüşümün önü açılmalıdır.

Anahtar Kelimeler: