VAR OLMAK

  • 21.05.2021 22:59
  • Okunma: 2689 kez

Öncelikle yaratılmış olmanın teşekkürüyle kelama başlamak isterim.
Yaradan ezeli ve ebedi olandır. Bense yaratılan olarak, O’nu teşbih, tasvir, tahayyül  ve idrak konusunda munkatı yani eksiğim. Lakin bu eksikliğimle varoluşumu sorgulayanımda. Vakıf çalışmalarımda ( Hadis, Akaid, Siyer ve Ahlak dersleri ) defaatle karşılaştığım bir soruyu cevabıyla arz edeyim sizlere. Var olmak  ile mevcut olmak aynı şey midir? Bu insan olma yükümlülüğünü biz nasıl kabul ettik?
Öncelikle var olmak demek aramak demektir. Ararsın; sevgiyi, hakikati, adaleti, şefkati, orijinal öz fıtratını. Yol alırsın ve  bulunca da var olursun. Mevcut olmak ise; bir mekânda bir zaman diliminde orada bulunma halidir ki bu hal yani mevcut olma hali hayvan ve bitki içinde geçerlidir. Tüm hayvanat ve nebatat fıtratına uygun şekilde tabiattın düzeni içinde görevini ifa eder. Mevcut olduğun mekânda somut ve soyut olarak ikiye ayrılır. Evren ve dünya somut mekânı ihtiva ederken, soyut mekân dediğimiz zihni  yani zihni oluşumları ihtiva eder.
Geçmiş, şimdi oluyor olan, gelecek olan  ve sezgisel psikolojik düşünce ağı ki insan bu dört zamanında içindedir, hayvan geçmişin ve şimdinin, bitki ise sadece şimdinin içinde mevcuttur. İnsan dünyada etrafına somut çizgiler çeker. Misal yedi yaşımdayken sokağımızda ki somut hareket sınırım köşe başındaki okulun duvarı ile Baki bakkalın önüne kadar olan 200 m lik mesafe kadardı. Bu somut çizgi ailemin beni korumak için çektiği çizgiydi. Pek tabi ve doğal olan çizgiydi. Büyüdük somut sınırlarımız  genişledi.
Soyut sınırlarımız çok daha farklı iklimlerden beslenir oldu. Geçmişi ardımıza attık, anı yaşadık, gelecek planı yaptık kaygısını yapmadık. Soyut anlamdaki yüklerden halas oluruz. İşte tam da burada bizi farklı kılan zihnimizin, tefekkürümüzün, şuur ve idrakimizin ikramını tattık. İlimle ve ilmiyle amil olmuş örnekleri gözlemleyerek. Siretimiz suretimize sirayet ederek etrafına rayihasını yayar.  Buna insan kokusu denir. İyi insan güzel insan kokusu...
Sorumuzun cevabına devam ederken Araf suresi 172.  Ayeti zikretmeliyiz. ‘Allah cc Rabbimiz olduğunu, bilakis kabul ettik ve şahitlik tanıklık ederiz‘ dedik ve yükseldik. İnsan olduk. Ve Bakara suresi 286. ‘ Allah cc hiçbir nefse gücünün yeteceğinden öte yük yüklemez’ ayetini okuyunca içimizi bir neşe bir büşra kaplar. Demem o ki, sonuçların sebepleri de haktır. Ve lahuti çerçevede muhafazalıdır. Var olmanın şer’i ve hakiki boyutu vardır.
Şer‘i boyutuna örnek olarak; elindeki oyuncağını vermek istemeyen çocuğun çabası, öğrencinin ilkokul öğretmeninin gözüne gönlüne girme çabası, nişanlı erkeğin nazenin nişanlısının her istediğini alma çabası, yeni evli kızın baba evi ve el evi arasındaki devinimi değişimi uyum çabası içinde ismiyle muhatap alınma çabası, iş hayatında varoluş çabası, mükemmel olma çabası, rüştün ispatı gibi var olma adına verilen çaba örneklerini çoğaltabiliriz. Bu gayretler gayet tabiidir, olağandır, gereklidir.
Bizi biz yapan hakiki boyutta var olma çabamız zihnimiz ve tefekkürümüzle manevi donanımımız sayesinde olacaktır. Afakî, gelişigüzel, gereksiz, önemsiz hal ile ahval olmamak bu nevi durumlardan uzak olmak arınmanın saflaşmanın gerçek varoluşun ilk adımlarını bize attırır. İnsana önce ben olmayı ben olmak nediri anlatmalıyız. Sonrasında hiç olmak nediri anlatmalıyız. O zaman insan hiç olmaya öykünür. Bu durum çok daha sağlıklıdır. İnsana yaşadığı muhiti tanıtmadan, muhitinin dışındaki âlemi anlatmak onu yılgınlaştırır, bitkinleştirir, güçsüzleştirir, umutsuzlaştırır. Ve o insan  benden olamaz der çıkar işin içinden.
Müfredat somut ve soyut her çalışmada çok önemlidir. Bir bebeğe önce mama verirsin yağlı tas kebabı değil. Bir çocuğa ders çalış demeden önce masa başında 10 dakika oturmayı salık verirsin. Aşama aşama yol alırsın usül budur. Zahiri varlık (ev, araba, mevki ) ve batıni varlık ( iman, ihlas ) kademeli olarak artar ve kuvvetlenirse kişi varoluş mücadelesinde iki ayağı üzerinde sağlam ve sağlıklı durur.
Biliyoruz ki, bu dünya bu dünyadan ibaret değildir. Çabalar, gayretler, uğraşıp didinmeler karşılıksız kalmayacaktır. Biz varlığımızı ararken bile kazanan varlıklarız. ‘Yüce yaradıcı ALLAH cc kulunu sevmiş var etmiş, var bilmiş. Kim ola ki onu varsaymamış o an büyük hata  etmiş’ diyelim kelamı tamam edelim.
 
SAYGILARIMLA

 

Anahtar Kelimeler:

Yazarın Yazıları