Kentsel Dönüşümde Tapu Harcı İadesi

  • Güncelleme: 22.04.2022 05:46
  • Okunma: 1209 kez
  • Yorum: 0
Kentsel Dönüşümde Tapu Harcı İadesi

Bir deprem bölgesi olan ülkemizde yaşlanmış ve yıkılmaya yüz tutmuş binaların kentsel dönüşüme tabi olması can ve mal güvenliğinin korunması için gerekli bir durumdur. Bu durumda olan binaların kentsel dönüşümünü kanunlarımız ve yargı kararlarımız da desteklemektedir. Bu bağlamda aşağıda belirteceğimiz kanun maddeleri gereğince eskimiş ve yenilenmeye muhtaç binaların kentsel dönüşümünde vergi ve harç ödemesi gerekmeyecektir. Eğer bu sebeple yapılan bir harç veya vergi ödemesi varsa bu ödemelerin iadesi talep edilebilecektir.

Kentsel Dönüşümde Harç İadesinin Hukuki Dayanağı Nedir?

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesinin 9. fıkrası şu şekildedir: “Bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paralar ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesnadır.”

Ve yine 6306 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak 15/12/2012 tarih ve 28498 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinin 9. fıkrasında;

“Kanun uyarınca;

(a) İlgi kurum veya gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paralar ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaf olacağı,

(ç) İlgili kurum ile uygulama alanındaki yapıları malik olarak kullanan gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince yapılan; 1) Uygulama alanındaki yapıların dönüşüme tabi tutulmadan önce ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri ile Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların (Değişik ibare:RG-27/10/2016-29870) ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri”…. “Kanun uyarınca yapıldığından, bu işlem ve uygulamalar ile uygulama alanındaki yapılarla ilgili olarak; noterler, tapu ve kadastro müdürlükleri, belediyeler ve diğer kurum ve kuruluşlar nezdinde Kanun uyarınca yapılan diğer işlemler hakkında (a) ve (b) bentlerinde belirtilen vergi, harç ve ücret muafiyetleri uygulanır” düzenlemelerine yer verilmiştir.

Bu kanun hükümleri uyarınca kentsel dönüşüme tabi olan binalardaki ilk satışlarda tapu harcı, noter harcı, döner sermaye ücreti ve maddede belirtilen diğer ödemelerin alınmaması gerekirdi ancak birçok kişi bu durumdan haberdar olmadığından bu ödemeleri yapmak durumunda kaldı. Ancak yapılan bu ödemelerin iadesinin alınması mümkündür.

Muafiyet uygulanacak olan vergi, harç ve ödemeler hangileridir?

Yukarıda vermiş olduğumuz kanun maddesi uyarınca aşağıdaki ödemeler muafiyet kapsamında olacaktır.

  • Tapu Harçları
  • Noter Harçları
  • Belediyeler tarafından alınan ücret ve harçlar
  • Veraset ve intikal vergileri
  • Döner Sermaye Ücreti ve diğer ücretler
  • Bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kağıtlar, resmi dairelerin mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler sebebiyle düzenlenen kağıtlar da dahil olmak üzere damga vergisi
  • Kanun kapsamındaki yapıların maliklerine ve malik olmasalar bile bu yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak en az iki yıldır ikamet ettiği veya bunlarda işyeri bulunduğu tespit edilenlere bu amaçlarla kullandırılan krediler dolayısıyla lehe alınacak paralar, banka ve sigorta muameleleri vergisi.

Muafiyet kapsamında olmasına rağmen ödemesi yapılan tapu harcı ve diğer harç ve vergilerin iadesi için izlenecek yol nedir?

Alım satım işleminden sonra 30 gün içerisinde ilgili vergi dairesine dilekçe ile başvurup muafiyete tabi olan harcın iadesi talep edilmelidir. Vergi dairesine verilecek olan bu dilekçenin ekine tapu fotokopisi, ödeme dekontu, riskli yapı muafiyet belgesi, riskli yapı belgesi ve sözleşme (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi vb. ilgili sözleşme) koyulmalıdır.

İade talebi içerikli bu dilekçe vergi dairesine elden verilebileceği gibi posta ile taahhütlü de gönderilebilir. Bu durumda dilekçenin postaya verildiği gün başvuru tarihi olarak kabul edilecektir.

Vergi dairesi bu talebe 30 gün içerisinde olumlu veya olumsuz bir cevap vermelidir. Eğer bu sürede vergi dairesi olumlu cevap verirse muafiyete tabi olmasına rağmen ödenmiş olan harç başvurana iade edilir. Eğer bu sürede vergi dairesi herhangi bir cevap vermezse talep zımnen reddedilmiş sayılır. Eğer bu süre içerisinde vergi dairesi talebi reddederse 30 günlük sürenin dolmasını beklemeye gerek yoktur.

Vergi dairesi tarafından talebi reddedilen kişi ret tarihinden itibaren 30 gün içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığı’nda şikâyet yoluna başvuracaktır. Ayrıca belirtmek gerekir ki; vergi dairesine başvurma süresi olan alım satımdan itibaren 30 günlük süreyi kaçırmış olanlar direkt Gelir İdaresi Başkanlığı’nda şikâyet yoluna başvurabilecektir.

Gelir İdaresi Başkanlığı şikâyeti kabul ederse ilgili vergi dairesine iadenin yapılması gerektiğini bildirir. Eğer Gelir İdaresi Başkanlığı talebi reddederse Vergi Mahkemesinde dava açılması gerekecektir.

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen red kararının tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde ilgili vergi dairesinin bulunduğu yer Vergi Mahkemesinde dava açılacaktır.

Vergi Mahkemesinde açılacak davada dava dilekçesi ile birlikte sunulması gereken belgeler şunlardır:

  • Vergi Tahsil Alındısı
  • Tapu Senedi Fotokopisi
  • Riskli Yapı Belgesi
  • Riskli Yapı Muafiyet Belgesi
  • Sözleşme Örneği

Vergi mahkemesinde açılacak olan bu dava 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımı dolduktan sonra açılan dava reddedilecektir. Bu zamanaşımı, iadesi istenen harcın ödendiği tarihten itibaren başlar.

Her bir vatandaş ve şirketin bahsetmiş olduğumuz bu süreçte hukuki destek almaya ihtiyacı olacaktır. Bu sebeple hukuki menfaatin zarara uğramaması adına bu süreçte bilgi sahibi bir avukat ile çalışılmasında fayda vardır.

Anahtar Kelimeler: